| Ayrıca, şirketin 25. yıldönümü projelerini planlamak için 24 saat yeterli gelmiyor. | Open Subtitles | لتخطيط الأحداث لذكرى الشركه الخامس والعشرون أربع وعشرين ساعة في اليوم لاتكفي.. |
| - Elbette, düğününü planlamak için bana güvenmenden onur duydum. | Open Subtitles | بالطبع,لي عظيم الشرف أنك قد تثق بي لتخطيط حفل زفافك. |
| Ian'ın kişisel mal varlığı planlama vekiliymiş. | Open Subtitles | انهم كانوا محامينه لتخطيط الاراضى و الوصايات. |
| Bu akşam büyük bir fırtına çıkacak, bilim insanlarından yardım istiyorlar, bilirsin işte, planlama falan için. | Open Subtitles | حسناً، ستحلّ عاصفة شعواء الليلة، و إحتاجوا لعلماء للمساعدة كما تعلم، لتخطيط الأمور، لذا... |
| Bence canlı ve eğlenceli halka açık alanlar, mükemmel bir şehir planlamanın anahtarıdır. | TED | لذلك أعتقد أن الأماكن العامة المليئة بالحيوية والمتعة هي المفتاح لتخطيط مدينة رائعة. |
| 2. bir kaçış planı yapmadan gelmeleri onların zayıf yanı. | Open Subtitles | إنه لتخطيط سيء من ناحيتهم لعدم التجائهم بخطة ثانية |
| [Muir] İstihbarabat bize onun batı Beyrut da bir sivil noktaya saldırmayı... planladığını bildirdi. | Open Subtitles | أستخبراتنا أرتنا انه كان بالعملية... لتخطيط هجوم رئيسي على القطاع المدني غرب بيروت. |
| Saldırıyı planlamak içib bu R2 ünitesindeki bilgileri kullanmalısın. Bu tek umudumuz. | Open Subtitles | يجب ان تستخدم المعلومات فى هذا ال ار2 لتخطيط الهجوم, انه املنا الوحيد |
| Cinayeti planlamak için ihtiyaç duyduğunuz her şey duruşmalarda elinizin altındaymış. | Open Subtitles | لسوء الحظ في المحاكمة , حصلت على كل شيء تحتاجه لتخطيط الجريمة |
| - Bu tatili planlamak için fakülteyi ektim. | Open Subtitles | لقد تركت اجتماع الكلية لتخطيط لهذه الإجازة |
| Kafamda bu kadar büyük bir mesele varken düğünümü planlamak istemedim de. | Open Subtitles | لم ارد ان اذهب لتخطيط زفافي بوجود شيء كبير في عقلي |
| Amy, Kay'a müdahale toplantısı planlamak için acele Chicago'ya gelir. | Open Subtitles | إذن (كاي) هرعت إلى (شيكاغو) لتخطيط (تدخل من أجل (كاي |
| "Ayrıca kanun dışı operasyonları, klimanın verdiği rahatlıkla planlamak da çok keyiflidir." | Open Subtitles | "وهي دائماً ما تكون مكاناً جيد لتخطيط وتنفيذ الأمور غير المشروعة" "بوجود راحة مكيف الهواء" |
| Bu alan için yeni bir planlama söz konusu. | Open Subtitles | هناك خطة جديدة لتخطيط هذه المنطقة |
| Randevü gecemizi planlama sırası bende ama unuttum, | Open Subtitles | إنه دوري لتخطيط موعد زوجي ولكنني نسيت |
| Yarın sabah için Linton'un Gelecek planlama Komitesi'nde toplantı ayarladım. | Open Subtitles | حصلت لنا على موعد في لجنة (لينتون) لتخطيط المستقبل صبيحة الغد |
| Harika bir şeyler planlama sırası bende. | Open Subtitles | إنه دوري لتخطيط شيء رائع. |
| İki hafta içinde dillere destan bir düğün planlamanın ne zor bir iş olduğunu hiç bilemezsin. | Open Subtitles | . لتخطيط زفاف مدهش فى إسبوعين فقط |
| Bu akşam, yüzyıldan fazla süren bir planlamanın doruğudur. | Open Subtitles | الليلة هيّ تتويج لتخطيط دام 100 عام |
| Bütün planı hazırlaması bir aydan fazla sürmedi. | Open Subtitles | لم يكن بإمكانه أن يأخذ أكثر من شهر لتخطيط كل هذا. |
| İstihbarabat bize onun batı Beyrut'ta bir sivil noktaya saldırmayı... planladığını bildirdi. | Open Subtitles | أستخبراتنا أرتنا انه كان بالعملية... لتخطيط هجوم رئيسي على.. |
| Terörist eylemler planlayıp, düzenlemek için para aldıklarını... | Open Subtitles | بأنه تم توظيفهم لتخطيط وتنظيم عمليات إرهابية |