Saklayacak bir şeyin yoksa, saklanacak bir şey yoktur. | Open Subtitles | إذا كنت قد حصلت على أي شيء لإخفائه ، كنت قد حصلت على أي شيء لتخفيه. |
Bu siktiğimin kasabasında Saklayacak bu kadar kötü neyin var ki? | Open Subtitles | مالذي لديك لتخفيه هذا سئ جداً -في هذه المدينه اللعينه ؟ |
Saklayacak bir şeyi yokken, basında soruşturmanızla ilgisi olduğunun ima edilmesini istemez. | Open Subtitles | وبينما هى ليس لديها شئ لتخفيه فهى بالتأكيد لا ترغب بأن يتم النشر فى الصحف بأن لها أى علاقه بالتحقيق الجارى |
Bence bu çok gereksiz bir münakaşa, Saklayacak bir şeyiniz yoksa tabii. | Open Subtitles | ولكن سيتحتم علينا ان نجعلك خارج البيت فى اثناء عملنا الامر يبدوا كإزعاج حقيقى لى,انت تعلم,حتى لو كان لديك شىء لتخفيه |
İçinde bir şey olmasaydı saklamazdın. Seni tanıyorum. | Open Subtitles | لم تكوني لتخفيه لو كان مجرد مذياع |
Böylece Saklayacak bir şey yokmuş gibi görünür. | Open Subtitles | حتى يبدو الأمر وكأنه لا شيء لديكِ لتخفيه |
Saklayacak çok şeyin olmalı ki hem resmi hem de mesajları saklamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لابد أن لديك الكثير لتخفيه بتغطية رسالة ما بالطلاء |
İşte, Saklayacak hiçbirşeyiniz yoksa, ve eşinizi tren durağına bıraktıysanız neden bir ceza avukatı tutasınız? | Open Subtitles | كما تعلم ، إن لم يكن هنالك شيء لتخفيه أو أنك قمت بدفع زوجتك في محطة القطار، لم تعيّن فريق دفاع من المحامين؟ |
Yani, eğer Saklayacak bir şeyin varsa, ne kadar önemsiz olursa olsun, her zaman bırakabilirsin. | Open Subtitles | لذا أذا كان لديك شيء ما لتخفيه مهما كان ضئيل يمكنك دائماً قوله |
Saklayacak hiçbir şeyinizin olmadığını düşünseniz bile, en azından hayatınızda çocuklar, gençler var; kameralarının üzerine çıkartma yapıştırın ve onları koruyun. | TED | حتى لو ظننت أنه لا يوجد لديك شيء لتخفيه على أقل تقدير، إن كان لديك أطفال أو مراهقين في حياتك، تأكد من وضع ملصق على الكاميرا و قم بحمايتهم. |
Saklayacak bir şeyin yoksa. | Open Subtitles | ليس إلا إذا كان لديك شئ ما لتخفيه |
Saklayacak birşeyiniz yoksa, cevap verin: | Open Subtitles | اذا لم يكن لديك شيئا لتخفيه اجب |
Tabi Bayan Schade'in Saklayacak bir şeyi yoksa. | Open Subtitles | إلا إذا كانت الآنسة "شايد" لديها شئ لتخفيه |
Dedikoducu Kız'la bir geçmiş demek Saklayacak bir şeyin var demektir. | Open Subtitles | "حسنا , تاريخ مع "فتاة النميمة هذا يعني ان لديكي شيئ لتخفيه |
Eğer Saklayacak bir şeyin yoksa söyle gitsin. | Open Subtitles | إن لم يكن لديكَ شيئاً لتخفيه فلتقله إذن |
- Özellikle de Saklayacak bir şeyin varsa. | Open Subtitles | خاصةً عندما يكون لديك شيء ما لتخفيه |
- Belki de Saklayacak bir şeyin olmadığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | ... ربما إذا شعرت بذلك ليس لديك شيئ لتخفيه أوه، أبي |
Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي شيء لتخفيه. |
- Saklayacak bir şeyin mi var? - Yok. | Open Subtitles | هل لديك شئ لتخفيه يا سيرجنت ؟ |
Saklayacak bir şeyin yoksa neden sorun olsun? | Open Subtitles | ؟ عني لتخفيه فضيع شيء يوجد هل |
İçinde bir şey olmasaydı saklamazdın. | Open Subtitles | لم تكوني لتخفيه لو كان مجرد مذياع |
Gizleyecek ne var? | Open Subtitles | ماذا يوجد لتخفيه |