Bizim gibi yaşlı bir evli çifti geri çevirdiği için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلوميه لتخليه عن عجوزين متزوجين مثلنا. |
Brad? Galiba biri, onuncu sınıfta bana randevu verip ektiği için vicdan azabı çekiyor | Open Subtitles | براد أعتقد أن شخصاً ما شعر بالندم لتخليه عني في الصف العاشر |
Bunu söylemek belki bana düşmez ama Tom senden ayrılacağı için çıldırmış olmalı. | Open Subtitles | تعرفين قد لا يكون يحق لي ان أقول ذلك لكنني اظن ان توم مجنون لتخليه عنك |
Beni attığı için kızgındım. | Open Subtitles | أنا مستاءة لتخليه عني |
Danny'e, işi bıraktığı, ve benim gibi gerizekalılara yol açtığı için. | Open Subtitles | إلى (داني), لتخليه عن عمله, حتى يستطيع أغبياء مثلي التقدم. |
Ah evet, "Beni terk ettiği için onu affettiğimi söyleyin oğluma." | Open Subtitles | "نعم , " أخبر ابني أغفر له لتخليه عني |