Olası bir varis var, bu yüzden istediğimi almak için o kızı yok etmenin bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | هناك وريث محتمل, وللحصول على ما أريد, يجب أن أجد طريقة لتدميرها, |
Ama onları yok etmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تكون هناك وسيلة لتدميرها. |
Efendim, yok etmeye izin verildi. | Open Subtitles | يا سيدي, لقد كان المحمول باليد وافقت لتدميرها. |
Oraya, onları yok etmeye gidiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | , بورك ستذهبون الى هناك لتدميرها صحيح... |
İyiler kullanamasın diye ikisine de yok etmek için. | Open Subtitles | يأخذونها لتدميرها حتى لا يمكن للخير استعمالها |
Kapıyı açan şey o küpse onu yok edecek kadar güçlü de olabilir. | Open Subtitles | لو كان المُكعّب هُو ما يفتح البوّابة، فلربّما يكون قويّاً بما يكفي لتدميرها. |
Üç gün önce Grimm'le yok edilmek üzere bir parti silah götürmüşsünüz. | Open Subtitles | لا قبل ثلاثة أيام أخذت أنت وجريم شحنة من الأسلحة من كوانتيكو لتدميرها |
Tesise gemiyle çarpmak orayı yok etmenin tek emin yoluydu. | Open Subtitles | فهى الوسيلة الوحيدة لتدميرها |
Onu yok etmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة لتدميرها . |
Onları yok etmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لتدميرها |
Cohen elinden gelenin en iyisini yaparak yok etmeye çalışsa bile. | Open Subtitles | حتى وإن لم كوهين جهده لتدميرها. |
Zayıf noktasını bulmak ve yok etmek için özel bir virüs yapma amacıyla çaldı. | Open Subtitles | لقد إحتاجها لكى يُحدد نقاط ضعفها وكى يقوم بتصميم فيروس لتدميرها |
yok etmek için en ufak bir umudumuz varsa bile Ölüm Yıldızı'nın planlarını ele geçirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا الإستيلاء على مخططات نجمة الموت إن كان هناك أيّ أمل لتدميرها. |
Onu yok etmek için, evlat İçerde sıkışıp kaldı. gel hadi! | Open Subtitles | لتدميرها يابنى هي مُتَراجَعةُ إلى قبوها. تعال! |
Bunu güneşe atmalısınız çünkü sadece güneşin nükleer ısısı bunu tamamen yok edecek enerjiye sahip. | Open Subtitles | يجب عليكم رميها في الشمس فقط الجحيم الحراري النووي للشمس لديه ما يكفي من الطاقة لتدميرها تماماً |
Farklı olarak ben Lex'i hayata bağlayan teknolojiyi arıyorum yok edecek olanı değil. | Open Subtitles | لكني أبحث عن التقنية للحفاظ على حياة (ليكس)، وليس لتدميرها. |
Birkaç adam al ve o uyuşturucuları yok edilmek üzere toparlayın. | Open Subtitles | الاستيلاء على بعض الرجال، تذهب حزمة تصل تلك الأدوية - لتدميرها. |