Bir ruh olarak beni görmeye geldiğinde güneş gibi parladığımı söyledin. | Open Subtitles | ، عندما جئت لتراني كشبح أنت قلت أنني ألمع مثل الشمس |
O senin annen! beni görmeye gelmediği muhakkak! | Open Subtitles | إنها أمك، ويعلم الله بأنها لم تأتي لتراني |
Millerce uzaklardan insanlar beni görmeye geliyorlar. | Open Subtitles | الحشود تأتي من على بعد أميال لتتجمع فقط لتراني أموت. |
Bu ülkeye gelip idam edilme riskini sadece beni görmek için almadın. | Open Subtitles | أنت لم تعد إلى هذا البلد و تخاطر بإعدامك فقط لتراني |
Aradaki bunca mesafeyi, sırf beni sıçarken görmek için gelmene imkân yok. | Open Subtitles | لا يمكن ان تأتي كل تلك المسافة فقط لتراني و أنا أتبول. |
Sırf beni görmeye gelmek için dört saat araba kullanmış olmandan dolayı kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لا اشعر بالارتياح لقيادتك 4 ساعات لتـأتي لتراني |
Sadece birşeye ihtiyacınız olduğunda beni görmeye geliyorsunuz. | Open Subtitles | المرات الوحيدة التي تأتي فيها لتراني هي حين تحتاج شيء |
Ingrid beni görmeye geldi. Dudak parlatıcısını çıkardı. | Open Subtitles | جاءت انقريد لتراني لقد وضعت الملمع على شفاهها |
beni görmeye geldiğinde paranın söz konusu olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | عندما تأتي لتراني ، لا أريد الأمر أن يكون رسمي. |
beni görmeye geldiğinde paranın söz konusu olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | عندما تأتي لتراني ، لا أريد الأمر أن يكون رسمي. |
beni görmeye gel bebeğim Biraz da mangır getir | Open Subtitles | تعال لتراني يا حبيبي، وأحضر معك بعض الكعكات |
- beni görmeye mi geldin? | Open Subtitles | هل جئتَ لتراني لأنك عرفت أنني هنا؟ |
Fakat bu konuyu dikkatlice düşün, sonra beni görmeye gel. | Open Subtitles | ...لكن أريدك أن تفكر جيداً بشأن ذلك ثم عُد إلي لتراني |
Yarın beni görmeye geleceksin ve bana bir şey getireceksin. | Open Subtitles | ستأتي لتراني غداً وستحضر لي شيئ |
Eşin bu sabah beni görmeye geldi. | Open Subtitles | زوجتك جاءت لتراني في هذا الصباح |
Niye hala beni görmeye gelmedin? | Open Subtitles | لماذا لم تذهب بالأسفل لتراني بعد؟ |
Ne zaman beni görmeye geleceğini merak ediyordum. | Open Subtitles | كنتُ أتسائل، متى ستأتي إلى هنا، لتراني. |
Peşimde aptalca davranıp beni görmek için can attığın için paramı almak istemiyorsan, sorun yok. | Open Subtitles | وإن لم ترغب في أخذ مالي لأنّك تتحرّق شوقاً لتراني أجعل من نفسي محط للسخرية، فلا بأس بذلك. |
Buraya gelip, beni görmek istemen... | Open Subtitles | أعني أن حقيقة وجودك هنا لتراني |
Yani buraya beni giyinirken görmek için geldin öyle mi? | Open Subtitles | إذاً اتيت الى هنا لتراني وانا ارتدي ملابسي؟ |