Davalı yardım çağırmamıştı, ve bıçağı teslim etmek için de 5 gün beklemişti. | Open Subtitles | المتهم لم يطلب المساعدة وإنتظر خمسة أيام لتسليمه |
Tamam, nasıl olacağını sana anlatayım. Prensi teslim etmek için beş dakikan var. | Open Subtitles | حسنٌ، هكذا ستتم الآمور لديكِ خمسة دقائق لتسليمه |
Ve kimlik kartlarınızı teslim etmek için hazırlayın. | Open Subtitles | ويجب أن يكون معك بطاقة التعريف وأن تكون مستعداً لتسليمه |
Ülkesine iade edilecekken tekrar kaçmış. | Open Subtitles | و في الطريق لتسليمه للجهه التي طلبت القبض عليه . هرب مره ثانيه |
Mektubu tebliğ edemedik, iade edemedik, | Open Subtitles | لم أستطع إرساله أو إرسال رسول لتسليمه هناك |
Ama bu hafta teslimat için geldiğimde, vicdanım beni alt etti. | Open Subtitles | و لكن عندما جئت لتسليمه هذا الأسبوع، لكن ضميري إستفاق. |
teslimat için El Libre'i ele geçirmeden limana girmenizi, ya da yan tarafıma kurşun saplamanızı istemiyorum. | Open Subtitles | لابد ان اصل الى الميناء قبلكم ..... لأهيئ الليبري لتسليمه لكم او اتلقى قذيفة في جانبي |
Bao Yu'ya teslim edilecek bir sevkiyatım var. | Open Subtitles | (أنا , لدي طرد لتسليمه إلى مدينة (باو-يو |
Sonrasında parayı teslim etmek için Gottfrid'le bu buluşmayı ayarladık. | Open Subtitles | و قمنا بترتيب لقاء مع "غوتفريد" لتسليمه المال |
- teslim etmek için gidiyordum. - Tabi. | Open Subtitles | كنت في طريقي لتسليمه |
Size onu teslim etmek için can atıyorum. | Open Subtitles | انا أتطلع لتسليمه اليكم |
Onu sana teslim etmek için seni buraya çağırmadım. | Open Subtitles | إنني لم أطلب مجيئك لتسليمه |
Bu adamı ölümüne teslim etmek için bir sebep mi? | Open Subtitles | هل ذلك سبب لتسليمه إلى موته؟ |
İade işlemleri için Dışişleri Bakanlığımızla çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يُنسّقون مع وزارة الخارجة لتسليمه |
"Voulez" defterlerindeki sahteciliği için onu Fransa'ya iade edecekler. | Open Subtitles | لتسليمه إلى "فرنسا" من أجل التلاعب بسجلات مجلة"فوليه" |
Biz sadece onu 08:25'de teslimat için kodlamalıyız. | Open Subtitles | ع(لينا) فقط ترميزه لتسليمه في 8: 25 بالضبط |
- Çoktan çıktı bile. Navarro yakında teslimat için burada olur. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لقد سبق وتمّ إخراجه، سيكون (نافارو) هنا في أيّ لحظة لتسليمه. |
Bir sevkiyatım var demiştiniz sanki. | Open Subtitles | أعتقدت بأنه لديك طرد لتسليمه |