İşleri yoluna sokmam gerek, senin de öyle. | Open Subtitles | .أحتاج لتصحيح الأمور, وأنتِ, كذلك |
İşleri yoluna sokmam gerek. | Open Subtitles | .أحتاج لتصحيح الأمور |
Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنكِ مستاءة، ولكِ كل الحق في ذلك لكن إن لم يكن لديكِ مانع، فإننا نريد فرصةً أخرى لتصحيح الأمور |
Ve her şeyi düzeltmek için bir yol bulacağını biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم إنّك ستجد طريقة لتصحيح الأمور |
Bunun işleri yoluna koymak için son şansı olduğunu çünkü onu almaya geliyorlardı. | Open Subtitles | فرصة لها لتصحيح الأمور لأنهم كانوا قادمين لينالوا منها |
Onları bulacağız, o zaman işleri düzeltmek için bir yol bulacaksın. | Open Subtitles | سوف نجدهم, وعندها ستجد طريقة لتصحيح الأمور |
Ve size söz veriyorum, bir şeyleri düzeltmek için bu sefer bir şeyleri doğru yapmak için tüm gücümle çalışacağım. | Open Subtitles | وأعدكم أني سأقوم بكل ما أستطيع لتعويضكم , لتصحيح الأمور ثانية |
Bu yüzden her şeyi yoluna koymak için buraya geldim. | Open Subtitles | لهذا السبب أتيت إلى هنا لتصحيح الأمور |
Bu her şeyi düzeltmek için son şansın. | Open Subtitles | هذه فرصتكِ لتصحيح الأمور |
Ama işleri yoluna koymak için hâlâ bir şansım olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكن أعلم أنه لا يزال هناك فرصة لي لتصحيح الأمور |
Sanırım bu senin için işleri yoluna koymak adına bir fırsat teşkil edecek. | Open Subtitles | أتوقّع... أن يؤمّن هذا فرصةً لكَ لتصحيح الأمور. |
Bu işleri düzeltmek için bir fırsatın var, insanları ölümden kurtarmak için ve sen bundan sıyrılmaya mı uğraşıyorsun? | Open Subtitles | لديك فرصة هنا لتصحيح الأمور بأن تنقذ رجالاً من الموت وتنسحب من هذا؟ |
İşleri düzeltmek için hala şansımız var. | Open Subtitles | لدينا الفرصة لتصحيح الأمور |
Hala bir şeyleri düzeltmek için geç değil. | Open Subtitles | لمْ يفت الأوان لتصحيح الأمور |