"لتصديق" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanmaya
        
    • inanmak
        
    • inanması
        
    • inanmayı
        
    • inanacak
        
    • Doğruluğunun onaylanması
        
    Bir günlük yemeğimiz kaldı ve her şeye inanmaya hazır konumdalar. Open Subtitles لدينا يوم واحد من الطعام المتبقي، وهم مستعدون لتصديق أي شيء.
    Gücü, bir başkasının yalana inanmaya razı olması ile ortaya çıkar. TED وتتنامى قوتها عندما يتفق شخص آخر لتصديق الكذبة.
    Tüm saygımla söylüyorum, belki de onu gördüğüne inanmak istiyorsunuzdur. Open Subtitles مع كلّ الاحترام المستحق، ربّما أنت بحاجة لتصديق بأنّه رآها.
    Yani Afrikalı kadınların özünde farklı istekleri olduğuna inanmak için hiçbir sebep yok. TED لا يجود سبب لتصديق ان النساء الافريقيات لدياها شهوة عاليه بالفطرة
    Onu bayıltacağınız ana kadar gerçekten bir şeyler yaptığına inanması için onu hazırlarsınız. Open Subtitles حتي لحظة فقدانه للوعي فحينها سيكون مستعداً لتصديق أنه فعل أي شئ
    Ağzı bozuk bir serseri yerine önemli bir yerel işadamına inanmayı tercih ederiz. Open Subtitles نحن نميل لتصديق أقوال شركات الاعمال اكثر من غبي حقير لعين
    Bunlara inanacak kadar salakken nasıl hissettiğimi anlamışssındır. Open Subtitles عندما كنتُ غبيةً كفاية لتصديق ما صدقت من أنت؟
    Doğruluğunun onaylanması için denetleme yetkilisinin imzalaması gerek. Open Subtitles لتصديق الصلاحية، تحتاج لتوقيع الموظف المشرف
    Çıktığımız kişiye inanmaya mı çalışıyorduk? Open Subtitles هل نحن على استعداد لتصديق أي شيء حتى الآن؟
    Ama o zamanlar, her şeye inanmaya hazırdım. Open Subtitles .لكن في ذَلِك الوَقت، أنا كُنْتُ مستعدَّ لتصديق أيّ شئِ.
    Buna inanmaya ne kadar meyilli olursa, kendisini o kadar çok tanıyordu. Open Subtitles ستميلُ أكثر، لتصديق الأمر إن اكتشفتهُ بنفسّها
    Sevmediğiniz bu adamla ilgili her iftiraya, her kötü söze inanmaya hazırsınız. Open Subtitles أنتِ مستعدة لتصديق أي إفتراء يقال عن هذا الرجل الذي تحتقرينه
    Tamam bakın. Yarıkların gerçek olduğuna inanmaya hazırım ama o kitaplar hayal ürünü. Open Subtitles الآن اسمعوا انا مستعدة لتصديق أن الوحوش حقيقية
    Seks seni her zaman her şeye inanmaya hazır bir aptal yaptı. Open Subtitles لطالما جعلك الجنس غبياً وجاهزاً لتصديق أي شيء
    Tarihimizi bilseydiniz, Kelowna propagandalarına inanmak konusundaki isteksizliğimizi anlardınız. Open Subtitles إذا عرفت تاريخنا، أنت تفهم تردّدنا لتصديق دعاية كيلوانا.
    Bunu yapabileceğine duygusal anlamda inanmak istiyorsun. Open Subtitles محاولتك لتصديق ذلك برومانسيتك لا يجعله حقيقياً
    Kaybolduğunda, her şeye inanmak istiyorsun. Open Subtitles عندما تكون مشوشا تصبح قابل لتصديق اي شيئ
    Durumu yüzünden onu hatırladığına inanmak için sebebimiz var. Open Subtitles في الواقع، لدينا كل سبب لتصديق ذلك من جراء حالتها ستتذكـره.
    Dinle bunun sadece bitmiş bir pil olduğuna inanmak için her türlü nedenimiz var. Open Subtitles أسمعي, لدينا كل الأسباب لتصديق, بأن هذه مجرد بطارية هالكة.
    Mürettebatın geri kalanının buna inanması çok zor olacak. Open Subtitles بقية الطاقم لا شك أنهم يتعرضون لأوقات عصيبة لتصديق هذا
    Bu sana, İngilizlerin yabancılar hakkında söylediklerine inanmayı öğretecek. Open Subtitles سوف يُعلمكَ ذلك لتصديق مايقولهُ الإنكليز عن الأجانب
    Bu hikayeye inanacak aptal insanlar var. Open Subtitles . يوجد إناس حمقى كفاية لتصديق ذلك
    Doğruluğunun onaylanması için denetleme yetkilisinin imzalaması gerek. Open Subtitles لتصديق الصلاحية، تحتاج لتوقيع الموظف المشرف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more