"لتصنع" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmak için
        
    • yaratmak için
        
    • yaratmanın
        
    Yani, daha iyi bir dokümanter yapmak için hayatımı değiştireyim istiyorsun? Open Subtitles إذاً, تريد مني تغيير حياتي لتصنع فيلم أفضل؟
    Tavuklar, yuva yapmak için...* ...saçımı çekmeye başladı. Open Subtitles الدجاجات الفرنسية قد بدأت شد شعري ونزعه لتصنع لها عشا
    Orada, kendiliğinden tutuşan bir Molotof kokteyli yapmak için her şey mevcut. Open Subtitles هناك كل شىء تحتاجه لتصنع كوكتيل مولتوف ذاتي الإشتعال
    Ama simyada hayat yaratmak için çok değerli bir şeye ihtiyaç vardır. Open Subtitles ولاكن في الألكميست تحتاج الي شيئ ذو قيمة غالية لتصنع الحياة
    Yeni maddeyi yaratmak için, negatif enerji alanına ihtiyacın var ki, bu da onu dengesiz kılar Open Subtitles أنت بحاجة الى طاقة موجبة ونطاق منظم لتصنع مسألة جديدة مما يدعها غير مستقره
    Aydınlığı karanlıktan ayırmanın, ...ölümden yaşam yaratmanın gücü. Open Subtitles القوة التى تفصل بين النور و الظلام لتصنع الحياة من الموت
    Geçen hafta, patates püresi yapmak için çikolatalı süt kullandı. Open Subtitles الأسبوع الماضي،استخدمت شوكولا الحليب لتصنع بطاطا مهروسة
    Arkadaşlarıma onun ünlülere özel parfümler yapmak için dünyayı dolaşan bir satış görevlisi olduğunu söylerdim. Open Subtitles قلت لأصدقائي أنها كانت بائعة تسافر حول العالم لتصنع العطور المخصصة للمشاهير
    Gömlek yapmak için başka çöp bulabilir misin? Open Subtitles أيمكنك العثور على أي شيء آخر لتصنع منه قميصاً؟
    - Daha yapmak için ne kadar sürer? Open Subtitles كم من الوقت تحتاج لتصنع لى واحدة أخرى ؟
    Ve şort yapmak için onu kesiyorsun. Open Subtitles ثم تقوم بقطعهما لتصنع سروالا قصيرا
    Çocuk yapmak için vakit ayırabilsen bir zahmet. Open Subtitles انه كذلك اذا كنت كذلك فقط لتصنع اطفال
    "Güvenli bir oturak yapmak için kırmızı düğmeyi mutlu kısıma takın." Open Subtitles لتصنع المقعد الآمن أربط البرغي الأحمر مع السعادة B
    Ama biliyorsun Barker anneannen, annenin tariflerini aynen onun yaptığı gibi yapmak için çok uğraştı. Open Subtitles "أتدري "باركر جدتك حاولت بجد لتصنع طعام أمك بنفس طريقتها
    Hayatı boyunca hiçbir şey istediği gibi olmadı ve şimdi hayatının bu son döneminde arkasına yaslanıp dinlenmesi gerekirken bir şeyler yapmak için son bir şansı var. Open Subtitles والآن في تلك المرحلة المتأخرة من حياتها عندما يجب أن تتراخى وتستريح فهي عالقة في محاولة التمسك بآخر فرصة لتصنع من نفسها شيئا يعتد به
    Arkasında bıraktıklarını ve incittiklerini düşünmeden sabun yapmak için Hawaii'ye taşınan kim? Open Subtitles التي إنتقَلَت للعيش في "هاواي" لتصنع الصابون بدون التفكير بشأن الأشخاص الذين تركَتهم خلفها أو آذتهم.
    Kendi dünyanızı seçtiğiniz şekilde yaratmak için doğdunuz. Open Subtitles أنت هنا لتصنع حولك، العالمَ الذي تختارُهُ
    İyi bir savaşçı yaratmak için bundan iyi fırsat olmaz. Open Subtitles طريقه رائعه لتصنع محاربا حسناً
    Kader mi? Kaderi beklemekten yorulmadın mı, Ted? Kendi kaderini yaratmanın zamanı gelmedi mi? Open Subtitles مقدّر"، ألست تعباً من إنتظار القدر " ألم يحن الوقت لتصنع مصيرك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more