"Bu kızın dünyaya sunacak çok şeyi var. | Open Subtitles | أن هذه الفتاة لديها الكثير لتقدمه للعالم |
Avustralyalılara sunacak başka bir şey bulacaksınız. | Open Subtitles | يجب عليك ايجاد شي آخر لتقدمه للأستراليين |
Öyle. Tabii sunacak mükemmel teklifi bulmazsan. | Open Subtitles | هو كذلك، إلّا إذا وجدت التعويض المناسب لتقدمه. |
Pekala, artık ona önerebileceğin daha fazla şeyinin olduğunu göz önünde bulundurdun mu? | Open Subtitles | حسناً ، هل تعتبر بأنه لديكَ الكثير لتقدمه لها ؟ |
Bu serserilere önerebileceğin paran yok ki. | Open Subtitles | فلا مال لديك لتقدمه لأولئك المهرجين |
Belki de Floransa'ya sunacak bir geleceğiniz vardır lordum. | Open Subtitles | (فانيسا)، هل هذا من الحكمة؟ ربما لديك مستقبل لتقدمه لـ(فلورينسا) يا سيدي |
Sana sunacak bir şeyi yok. | Open Subtitles | ليس لديها شيء لتقدمه لك |
- sunacak çok şeyi var. | Open Subtitles | -لديها الكثير لتقدمه . |