Ayaklanmayı ele alıp Mısırlıların kapasitesini değerlendirmek için Hartum'a gittim. | Open Subtitles | ذهبت الى الخرطوم لتقييم القدرة المصرية على التعامل مع الانتفاضة. |
Kesiklerin nasıl oluştuğunu bilmiyoruz ama olayı değerlendirmek için zamana ihtiyaç var. | Open Subtitles | نحن لا نعرف كم أصبح التخفيضات، لكنّنا نودّ بعض وقّت لتقييم حالته. |
Sonuçta evrensel bir risk değerlendirme aracı geliştirdik. | TED | و هكذا قمنا ببناء أداة لتقييم الأخطار شاملة. |
Onlarca araştırmacı bu makalenin doğruluğunu değerlendirmeye başladı. | TED | وانبرى عشرات الباحثين لتقييم إذا كان هذا صحيحًا بالفعل. |
Kardeşlerinle birlikte oluşturduğun güvenlik risklerini belirlemek için. | Open Subtitles | لتقييم المخاطر الأمنية التي تشكليها أنتِ وأخواتكِ |
Bu türdeki bir tatbikatta durum değerlendirmesi için sizi arayacaklardı. | Open Subtitles | بطبيع الحال.. كان يجب الاتصال بكم لتقييم العملية و الوضع |
Çoğu insan psikolojik değerlendirmenin kişiliği değerlendirmek için olduğunu sanar. | Open Subtitles | معظم الناس يعتقدون أن الإختبار النفسى تم تصميمه لتقييم الشخصية |
Sanırım yoğunluğu değerlendirmek için etkileşimleri kullanıyorlar. Böylece gerçekten kalabalık olduklarında, daha sık karşılaşıyorlar ve daha detaylıca araştırıyorlar. | TED | أعتقد أنهم يستخدمون التواصل لتقييم الكثافة، فعندما يكونون مزدحمين، فإنهم يلتقون أكثر، فيبحثون بدقة. |
Bu sorunlarla başa çıkmak için, yeni ölçüm araçlarına, ilerlemeyi değerlendirmek için yeni yollara ihtiyacımız var. | TED | لمواجهة هذه التحديات، نحن بحاجة لأدوات جديدة للقياس، وسائل جديدة لتقييم التقدم. |
Örneğin, yeni bir ilacı değerlendirmek için, deneme sırasında hastaların yarısı gerçek hapı alabiliyordu. | TED | لتقييم عقار جديد، على سبيل المثال، قد يتلقى نصف المرضى في التجربة الدواء الحقيقي، |
Benim, girişimcileri değerlendirmek için farklı bir yöntemim var. Ve bu karmaşık değil. | TED | لكنّي لدي منهجية أخرى لتقييم مؤسسي الشركات الناشئة، وهي ليست معقدة. |
Suçlunun ve suçun garipliğini bana bağlama. O insanlarla zanlıyla ilgili görüşmelerimde, ben de tepki verdim. Bu görüşme, çalışmanı değerlendirmek için yapılıyor. | Open Subtitles | رد الفعل كان اليوم عندما علمنا ولكن هذا اللقاء فقط لتقييم عملك |
Rahibe, burada psikolojik değerlendirme için bulunduğumu sanıyordum. | Open Subtitles | أُختاه, ضننتُ بأني هُنا لتقييم حالتي الذهنية |
Ama, raporda değerlendirme fırsatı bulamadığım bir şey var. | Open Subtitles | لكن كما تعلمون، هناك واحد الشيء الذي ليس لدي حتى الآن لتقييم. |
Ve kurula psikolojik bir değerlendirme isteyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | وقد أخطرت المجلس أنني أوصي بإخضاعه لتقييم نفسي. |
Bu dünyayı değerlendirmeye istekli olduğunuzu biliyorum. | TED | أعرفُ بأنكم جميعًا تواقون لتقييم هذا العالم. |
Limuzin şirketini arayıp sürücülerinden birinin potansiyel bir tehlike olduğunu, psikolojik değerlendirmeye girmesi gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | إتصلت بشركة الأجرة الخاصة أخبرهم بأن أحد سائقيهم ربما خطير ويحتاج لتقييم نفسي وهل تابعوا ذلك ؟ |
Tamam, pekâlâ, Dün Baden-High ve ben akademik eğitimimi tekrardan değerlendirmeye karar verdik. | Open Subtitles | نعم، حسناً، أنا ورفيقي القديس قررنا لتقييم علاقتنا التعليمية بالأمس |
Kardeşlerinle birlikte oluşturduğun güvenlik risklerini belirlemek için. | Open Subtitles | لتقييم المخاطر الأمنية التي تشكليها أنتِ وأخواتكِ |
Gelecek ayın performans değerlendirmesi zamanı gelirsin ve sana yapabileceğim sadece bu. | Open Subtitles | انت ستأتي لتقييم مستواك الشهر القادم, وهذا ما أستطيع ان افعله. |
Kelimeler arasına gizlenmiş bir mantık ama birinin hazır olup olmadığını anlamak için iyi bir ölçek. | Open Subtitles | التفكير السليم متنكر في أحجية من الكلمات,لكنه مقياس ممتاز لتقييم استعدادية شخص ما |
Yaklaşan performans değerlendirmem için son hazırlıklarımı yapmam gerek. | Open Subtitles | لا يزال لديَّ بعض التحضيرات النهائية لتقييم أدائي الوشيك |
Çoktan tanıdık bir hâkim, psikolojik değerlendirmesini yapasın diye sana yönlendiriyor. | Open Subtitles | حصلت بالفعل على قرار .لك لتقييم الطفل نفسياً |