Ekibim, bugün neredeyse her su filtresinde bulunan aktif karbonu oluşturmak için, hâlihazırda straforun içinde bulunan karbonu işleyebileceğimizi öne sürdü. | TED | افترض فريقي أننا يمكن أن نستخدم الكربون الموجود بالفعل في الستايروفوم لتكوين الكربون المنشط، المستخدم في كل مرشحات المياه تقريباً اليوم. |
O zaman iki yukarı ve bir aşağı kuark bir proton oluşturmak için bir araya gelirse, toplam elektrik yükü artı bir olur. | TED | لذا عندما يتم دمج 2 كواركس علوي بـ 2 كواركس سفلي.. لتكوين بروتون، تبلغ إجمالي شحنته الكهربائية موجب واحد. |
Çok az türün, erkekleri birbirleriyle rekabet halinde değil, dahası bir takım oluşturmak için işbirliği yapar. | Open Subtitles | في بضعة أنواع فقط، من ناحية أخرى لا تتنافس الذكور بالجوار مع بعضها لكن تتعاون لتكوين فريق. |
Arkadaşlıklar kurmak için burada bulunmuyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لتكوين صداقات نحن لا ننقذ خراف البحر يا سادة |
Arkadaşlık kurmak için burada değilsin, daha iyi cerrahlar çıkarmak için buradasın. | Open Subtitles | إنكِ لست هنا لتكوين صداقات ولكن لعمل الجراحات |
Anne, ben gelecekte aile kurma ihtimali üzerine evlenmiyorum. | Open Subtitles | أمي أنا لن أتزوج مستقبل مرجح لتكوين عائلة |
Peki, endişen gereğince dikkate alındı. Şimdi neden arkadaş edinmeye dönmüyorsun. | Open Subtitles | لمَ يقلقك أمرًا تمت ملاحظته في حينه، لمَ لا تعود الآن لتكوين صداقات؟ |
Büyük gezegenleri oluşturmak için nasıI toplandıklarını anlamaya çalışıyordunuz. | Open Subtitles | ما تريد فهمه هو كيف تجمّعوا سوية لتكوين الكواكب الكبيرة |
Su, buza dönüştüğünde, dış gezegenleri oluşturmak için uygun olan maddeler çok daha büyüktü. | Open Subtitles | بتحول الماء الى جليد مع كمية المواد المتاحه إحتمال أكبر لتكوين الكواكب الخارجية |
Bu seride, dünyamızı oluşturmak için bir araya gelen dört büyük gücü inceleyeceğiz. | Open Subtitles | في هذه السلسلة، أنا ذاهبٌ لإستكشاف القوى الأربع العظمى التي إجتمعت سوية لتكوين عالمنا. |
Bu seride, dünyamızı oluşturmak için bir araya gelen dört büyük gücü inceliyoruz. | Open Subtitles | في هذه السلسلة، أنا ذاهبٌ لإستكشاف القوى الأربع العظمى التي إجتمعت سوية لتكوين عالمنا |
Garip kimyasal olaylarından biri katı kayaları birleştiren kristalleri oluşturmak için oksijenle birleşme yeteneğidir. | Open Subtitles | أحد خصائصه الكيميائية قدرته على الارتباط مع الأوكسجين لتكوين بللورات تتحد إلى صخور صلبة. |
Ailemizden başka kimse olmadığı için üzgünüm ama annenle birlikte bu aileyi oluşturmak için çok uğraştık. | Open Subtitles | آسف لأنه لم يتبقَ لدينا الكثير من العائلة. ولكن أمك وأنا عملنا جاهدين لتكوين هذه. |
Aşağıdaki fotoğrafları yeni bir tane oluşturmak için birleştirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني دمج هذه الصور من الدور السفليّ لتكوين صورة جديدة كليًّا. |
Buraya Kimmy'le aranda bir köprü kurmak için taşındığını biliyorum. | Open Subtitles | إسمع ، أعلم أنك إنتقلت إلى هنا لتكوين علاقة متينة مع كيمي |
Bu ağı kurmak için ciddi miktarda para ve zaman harcadım. | Open Subtitles | أمضيت سنوات عديدة وأنفقت أموالًا طائلة لتكوين تلك الشبكة |
Bir aile kurmak için benim kadar bekleme dedi. | Open Subtitles | أخذني بجانبه، وأخبرني بألا انتظر المدة التي قام بانتظار لتكوين أسرة |
Lewis, bunun bir ekip kurma işi olduğunu sanan bir aktör sadece. | Open Subtitles | لويس' مجرد ممثل فقط ' قام بإتمام العملية كانت لتكوين الفريق. |
- Aile kurma vaktimiz gelmişti. | Open Subtitles | .كان الوقت قد حان لتكوين أسرتينا |
Bana bir sendika kurma konusuyla ilgilenildiği söylendi. | Open Subtitles | سمعت أن هناك نية لتكوين نقابة |
Arkadaş edinmeye can attığın azınlık ırklar bu gece yaşanan katliamı öğrenince ne kadar istekli olacak? | Open Subtitles | جميع هذه الاجناس الأقل التي انت متلهف لتكوين صداقات معهم يا لهو من تلهف لمرة واحدة يتعلمون من الذبح الذي حدث هذه الليلة؟ |
Yeni arkadaşlar edinmeye. | Open Subtitles | لتكوين صداقات جديدة. |
Buraya arkadaş edinmeye gelmedik dostum. | Open Subtitles | لم نأتي هنا لتكوين الصداقات |