Kübiti süperpozisyon halinde gözlemleyemesek bile bu haldeyken onu belirli işlemler yapmak için yönetebiliriz. | TED | حتى لو لم نرصد الكيوبت في حالة التراكب يمكننا استغلاله في حالة التراكب، لتنفيذ عمليات معينة. |
Ayrica, benim seytani planimi uygulamak için yeterli özüt kalmis burada.. | Open Subtitles | إضافةً إلى أنّه لازال بحوزتي مايكفي من المسحوق لتنفيذ خطّة شاملة |
Bir hataydı, büyük bir hataydı. İstediğin şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | إنها غلطة كبيرة أنا مستعد لتنفيذ كل ما تطلبه الآن |
Bu eylemi gerçekleştirmek için birilerini bulma konusunda sıkıntıları yok. | Open Subtitles | ولكن لم يواجهوا صعوبة في إيجاد شخص آخر لتنفيذ الأمر. |
Araya giriyorum ama çekirdeğin iki atlayışı da yapacak gücü var. | Open Subtitles | لوكانلي أن أتدخّل.. لدى النواة ما يكفي من الطاقة لتنفيذ القفزتين. |
İnsanları şok ederek değişime zorlamak yerine, onlara dönüşümsel değişim hakkında eğitim vermek değişim uygulamak için her zaman daha iyi bir yoldur. | TED | الآن أنا أعلم أن تعليم الناس هو تغيير انتقالي بدلًا من صدمهم بالتغيير هو دائما وسيلة أفضل لتنفيذ التغيير |
Sigaraya karşı birlik olmuş 180 hükûmet, yoğun bir şekilde BM tütün anlaşması hükümlerini uygulamaya çalışıyor. | TED | لدينا أيضًا حكومات منحازة للتبغ، 180منها، تحاول جاهدةً لتنفيذ نصوص معاهدة التبغ التابعة للأمم المتحدة. |
İkimiz de bu işi yaptırmak için burada gizli kaynakların olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنّك تملك اللوازم السرية هنا لتنفيذ المهمة |
bir hasattan sonra, gelirlerini yeterince artırdılar tam çeyrek hektar yapmak için ikinci bir sistem satın aldılar. | TED | بعد حصاد واحد، قاموا بزيادة دخلهم بما يكفي لشراء نظام ثاني لتنفيذ ربع كامل من الفدان. |
yapmak istedikleri şey tam olarak bu. Bunun için her yolu deneyecekler. | Open Subtitles | هذاماينوونفعلهوسيلجأون لكافة الوسائل لتنفيذ غرضهم |
Evet, hem cinayet nedeni, hem de fünyeyi yapmak için zamanı var demek. | Open Subtitles | اجل, هذا يعنى ان لديه حافز ووقت لتنفيذ التفجير |
Böylece biraz bütçede para biriktirdik bunu da projeyi uygulamak için kullandık. | TED | لذا قمنا بوضع ميزانية من المدخرات وصرفناها لتنفيذ المشروع. |
Donanma, beni buraya bir iş yapmaya gönderdi ve iş yapıldı. | Open Subtitles | لقد أرسلتني البحرية الأمريكية لتنفيذ مهمة وقد نفذت |
Donanma, beni buraya bir iş yapmaya gönderdi ve iş yapıldı. | Open Subtitles | ـ لقد أرسلتني البحرية الأمريكية لتنفيذ مهمة وقد تمت |
Bu izlemeleri gerçekleştirmek için ellerinde ne gibi araçlar vardı? | Open Subtitles | وماذا يعني أن لديهم قرار للتصرّف لتنفيذ هذه الممارسات الرقابية؟ |
-Şeytan çıkartma yapacak birine ihtiyacınız varsa. Adamınız ben değilim. -Ben artık rahip değilim. | Open Subtitles | اذا كنت بحاجة أحد لتنفيذ تعاليمك فلن أكون أنا لأنني لم أعد كاهناً |
Sadece sahibinin emrini yerine getiren kadın makinelere değil üretici olan kadınlara ihtiyacımız var. | TED | والنساء لتكن فاعلات لا ماكينات لتنفيذ الأوامر. |
Planı uygulamaya hazır olduğunu fakat yardımım gerektiğini söyledin. | Open Subtitles | وأخبرتني أنّك جاهزٌ لتنفيذ الخطّة. ولكنّك تحتاجني لمُساعدتك في ذلك. |
Pis işlerini yaptırmak için masum insanlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | سيطرته محدودة. إنّه بحاجة إلى رسل لتنفيذ مخطّطاته القذرة. |
Emekli olmadık ve sonra ne oldu, sonraki 18 ya da 19 ay, radikal politikaları uygulama tutkum vardı. | TED | لم نتقاعد والذي حصل، بعد --سأقول، 18 شهرا، 19 شهرا لقد كانت لدي تلك الرغبة لتنفيذ مراقبة جذريّة. |
Şef, bu mülk üzerinde baştan aşağı bir arama yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، أيّها القائد، نحتاج لتنفيذ تفتيش دقيق وشامل لهذا الموقع. |
Benim görevim bu terslikleri düzeltmek ve CBI'ı bu eyaletin en önemli emniyet gücü haline getirmek. | Open Subtitles | مهمتي تكمن في إعلاء هذا المكان وأن أجعل من مكتب التحقيقات المركز الاول لتنفيذ القانون |
Baska bir yolu olsa, emin ol baskasini görevlendirirdim. | Open Subtitles | لو كانت هناك أيّة طريقةٍ أخرى لتنفيذ هذا، لكنتُ طلبتُ من أحدٍ آخر |