O, alevlerden kaçmak için üçüncü kattaki pencereden atlayınca öldü. | Open Subtitles | ماتت حينما قفزت من نافذة الطابق الثالث لتهرب من اللهب |
Kızı kahve içmeye götürdüm ama o benden kaçmak için tuvalet camından gitmiş. | Open Subtitles | لقد دعوتها من اجل تناول القهوة و تسللت من نافذة الحمام لتهرب منى |
Kızım evden Kaçacak kadar benden nefret ediyor. | Open Subtitles | وأبنتي تكرهني بما فيه الكفاية لتهرب من البيت |
Telefon yok, trafik yok, tanık yok, Kaçacak yer yok. | Open Subtitles | بدون هواتف,بدون زحمة سير بدون شهود,ولا مكان لتهرب اليه |
Daha doğrusu onu kaçıp bana gelmesi için korkutacaksın. | Open Subtitles | في الواقع، أنت ستُخيفها لتهرب إليّ. |
O maskeyi sana polise yardım etmen için verdim onlardan kaçman için değil. | Open Subtitles | وهبتك ذلك القناع لتساعد الشرطة، لا لتهرب منهم. |
Muhtemelen kendi ülkeni de böyle bir zulümden kurtulmak için terketmişindir. | Open Subtitles | فى الغالب أنكَ غادرتَّ بلدك لتهرب فقط هذا النوع من الإضطهاد |
Hızı yerçekiminin geri çekmesinden kaçabilecek kadar yüksek | Open Subtitles | السرعة مرتفعة بمافيه الكفاية لتهرب من الجاذبية لتعيدها أليها |
Çünkü sana, kaçabilmek için koca bir gün verir. | Open Subtitles | فهى تمنحك اليوم بأكمله لتهرب. |
Sanırım bunu çıkarsam da benden kaçmak için çok küçüksün! Tamam. | Open Subtitles | اعتقد انك صغير جدا لتهرب منى اذا اقتلعت هذه |
Yetmişlerde, ailem Sovyetler Birliğinden kaçmak için yahudi rolü yapmıştı. | Open Subtitles | ولكن فى السبعينات ادعت عائلتى انها يهودية لتهرب من الاتحاد السوفييتي |
Fakat 70'lerde Sovyetler Birliği'nden kaçmak için ailem yahudiymiş gibi davrandı. | Open Subtitles | ولكن فى السبعينات أدعت عائلتى إنها "يهودية لتهرب من "الأتحاد السوفيتى |
Benim karım, kimliğini değiştirip, benden kaçmak için ülke dışına çıkmadı. | Open Subtitles | زوجتي لم تقم بتغيير هويتها وتترك البلاد لتهرب مني |
Evet ama ben kaçtığımda, sana Kaçacak yer yoktu. | Open Subtitles | نعم, ولكن بمُجرّد أنْ غادرت, لم يبق هناك مكان لتهرب إليه، |
Onu oradan çıkartmanın bir yolu yok ve Kaçacak yer de yok... | Open Subtitles | لا يوجد وسيلة لتُخرجها من هُناك وليس لديك مكانًا لتهرب إليه ... |
Görünüşe göre, Kaçacak yerin kalmadı. | Open Subtitles | يبدو أنه ليس لديك مكان لتهرب إليه |
Kaçacak yerin kalmadı, Callahan. | Open Subtitles | لم يعد هناك مكان آخر لتهرب إلية,كالاهان |
Neden? kaçıp beni oyuna geç bırakman için mi? | Open Subtitles | لماذا لتهرب بها وتجعلني أضيع المباراة؟ |
Yakalanırsan... kaçman için sadece bir saatin var durumu hani? | Open Subtitles | لو قبض عليك ولديك ساعـة تقريباً لتهرب |
Yaşayan ölünden kurtulmak için anahtar mı arıyorsun Kevin? | Open Subtitles | هل تبحث عن المفتاح لتهرب بحياتك المنتهية ، كيفن ؟ |
Şanslıymış, tekrar kaçabilecek. | Open Subtitles | انها محظوظة ستكون حرة لتهرب مجددا |
İsyancılara katılma gayesiyle Melia Tepesi'nden kaçabilmek için uydurmuş! | Open Subtitles | -خيالية لتهرب من (ميلا ريدج) وتنضم للمتمردين |
Bana öyle geliyor ki, bizi gördüğünde kaçmaya başladın çünkü polisten kaçmak için bir çok sebebin vardı. | Open Subtitles | الآن ، أشعر بأن سبب هروبك عندما شاهدتنا لأن لديك الكثير من الأسباب لتهرب من الشرطة؟ |
Tepesini attırıp, kaçmasına neden olan neydi? | Open Subtitles | إذاً مالذي تغير؟ مالذي دفع بها للحافة لتهرب بعيداً؟ |
- ...uzaklaşmak için çok zamanın var. - Otur, haydi, otur! | Open Subtitles | وانت لديك وقت لتهرب اجلسى اجلسى |