"لتوفير" - Translation from Arabic to Turkish

• kazanmak için
• sağlamak için
• tasarrufu için
• kurtardığın için
• korumak için
• tasarruf için
• kurtarmak
• etmek için
• kazandırmak için
• biriktirmek için

Vakit kazanmak için son yemeğimi şimdi sipariş versem mi?
هل ينبغي علىّ طلب وجبتي الأخيرة الآن لتوفير الوقت ؟

İkinci şey ise, ordan burdan zaman kazanmak için bir sürü taktik ve numaram olduğunu düşünüyorlar.
والشيء الآخر الذي افترضه الجمهور هو أنه لديّ العديد من النصائح والمهارات لتوفير بعض الوقت هنا وهناك.

Ardından muhafaza edilen anahtarlar kuvvetli veri koruması sağlamak için kullanılabilecektir.
يمكن استعمال الأرقام المحتفظ بها حينها لتوفير حماية معلوماتية قوية جدًّا.

Ben ve arkadaşlarım oradaki faaliyetlerimize izlenemez likidite sağlamak için Doğu'da para istiyoruz.
أنا وأصدقائي نريد مالًا في الشرق لتوفير سيولة لايمكن تعقبها، لأجل أنشطتنا هناك.

Enerji ve su tasarrufu için glikol ısıtma işlemini bıraktık. Geri dönüşte amperleri düşürebilir mi ?
لقد توقفنا عن تسخين الجلايكول لتوفير الطاقة و المياه و لكن هذا لا يبدو جيدا

Bunu, X Modelini kurtardığın için bir nevi borç kabul edebilirsin.
نعتبرها القمري لتوفير نوع اكس.

Dikkat çekecek şekilde büzüşürler ve enerjiyi korumak için küçük hallerine geri dönerler.
والمدهش , أن حجمهم أيضا يتقلص خلال تلك الفترة ويعودون لأحجامهم اليافعة لتوفير الطاقة

Hem yüzük taşıyıcımız hem de yemeğimiz. tasarruf için unuttun mu?
أتذكرين,لقد حصلنا على حامل الخاتم القابل للأكل خاصةً لتوفير المال

Hatta zamandan kazanmak için yemeği yatakta bile yiyebiliriz.
نحن يمكن أن نأكل حتى في السرير لتوفير الوقت

Zaman kazanmak için Gisard dağından geçmek isteyecektir.
لتوفير الوقت، صلاح الدين سيأخذ الطريق عبر جبل حطين

Zamandan kazanmak için hemen burada kilodumu çıkaracağım.
لتوفير الوقت، سأقوم بخلع ملابسي الداخلية هنا فحسب

Aslında, şaşırtıcı olarak Britanya'da kimsenin mezar yeri sağlamak için kanuni zorunluluğu yok.
في الحقيقة، الشيء المثير للدهشة هو أنه لا يوجد الزام قانوني على أي شخص في المملكة المتحدة لتوفير مساحة للدفن.

Sınırları Olmayan Doktorlar, savaş bölgelerinde acil bakım sağlamak için kurulmuş harika bir organizasyon.
مجموعة أطباء بلا حدود هي منظمة رائعة، مخصصة ومصممة لتوفير عناية لحالات الطوارئ في مناطق الحرب.

Bu yeniden ayarlanabilir robotların sıra dışı türü günlük ihtiyaçlarımızı karşılamak için görünmez, sezgisel arayüzü sağlamak için bir platformdur.
هذا النوع الفريد من الروبوتات القابلة لإعادة التشكيل هو في الحقيقة منصة لتوفير وسائل تواصل غير مرئية ليلبي احتياجاتنا بالضبط.

Para tasarrufu için polisleri devriye yapmaya yollamıyorlar.
لتوفير المال ، سحبوا سيارات الشرطة من الشوارع

Oksijen tasarrufu için 300 insanı öldürmeye hazırlanıyorlar.
المجلس يصوت فيما لو سيقتلون 300 شخص لتوفير المزيد من الهواء

Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim.
شكراً لتوفير حياتِي

Sadece onları bu işten kurtardığın için de değil. Hayır.
وليس فقط لتوفير أعقابهم.

Diğer evsiz vatandaşlarımızı korumak için çabalarken bir yandan da elimizdeki bütün kaynaklarla şüpheliyi bulmaya çalışıyoruz.
نحن نسعى لتوفير الحماية لبقيّة المشرّدين ونحن نطارد المشتبه به بكل الوسائل المتوفّرة

Paradan tasarruf için, filmin erken bitirildiğini duymuştum, ama bu 80 yıllık bir erken bitirme değil tabii.
سمعتُ بالتصور النهائي القصير لتوفير النقود. ولكن ليس لأفلام ذات عمر 80 سنة!

Geçen yıl, belediye bütçeyi kurtarmak için emekli maaşını kesti.
العام الماضي، المقاطعة خفضت معاشه لتوفير النفقات

Hayır. Tek kaset kullanıp, yeniden üzerine çekiyorlar. Tasarruf etmek için.
لا، على مايبدو أنه الشريط الوحيد و يسجلون عليه لتوفير المال

Yaklaşan kış uykusunda ihtiyaçları olan yağı vücutlarına kazandırmak için son fırsattır
هو الفرصة الأخيرة لتوفير معظم احياجاتهم خلال شهورالبيات الشتوي

İstediği şey, binbir zorlukla kazandığı parasını biriktirmek için güvenilir bir yerdi.
ما كانت تطلبه هو مكان آمن لتوفير المال الذي تكسبه بشق الأنفس.