Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ. |
Zavallı seri katili kurtarmak için fazla mesai yapıyoruz. | Open Subtitles | لا شيء مثل الوَضْع في بَعْض الوقت الإضافي لتَوفير قاتل محترف بائس |
Yeni bir Carver kurbanı daha bekliyor. Ve istediği tek şey, senin günü kurtarmak için uğraşman. | Open Subtitles | وأنت تَنتهي لتَوفير اليومِ فقط الذي يُريدُ. |
O acı dolu genç kızı kurtarmaya yardım etmem için mi geldin yoksa yardıma muhtaç kızı kurtarmak için mi? | Open Subtitles | لَهُ تَجيءُ لأن تَحتاجَ إلى مساعدتَي لتَوفير a فتاة محزنة مُتَأَكِّدة، أو بالأحرى، فتاة في خطر؟ |
Çünkü ruhunu kurtarmak için hala zamanımız var. | Open Subtitles | لأن ما زال هناك وقت لتَوفير روحِكَ. |
İnsanlığı, konuşan kuyruklu yıldızdan kurtarmak için evet. | Open Subtitles | لتَوفير البشريةِ مِنْ a مذنب ناطق، نعم. |