Bu yüzden Allah aşkına, adamım bir dil bul! | Open Subtitles | التي لن تزعجك اذا كان لسانك عالقا في حلقك اذن بالنسبة لحب الرب يارجل,جد لسانا |
16. asırda, bir sanatçının Galileo'nun simetri aşkına övgü olarak yaptığı sanılıyor. | Open Subtitles | صنعه بعض الفنانون كتقدير لحب جاليليو للتناظر. |
Bunu asla kabul etmeyeceksin, ama bu senin yapmış olduğun bir şey, sen bedenime duyduğun aşk için bunu yaptın. | Open Subtitles | لكن الذي فعلتيه لي فعلتيه لحب جسمي قد تقولين أني جاحد |
ve ben... arkadaşlıktan aşka dönüşebilecek. | Open Subtitles | وانا لا اريد ان اعترض هذه الصداقه التى ممكن ان تتحول لحب |
Biz bu Yeni Dünya'yı inşa ederken şairlerin aşkı için zaman yok. | Open Subtitles | بينما نحن نبني هذا العالم الجديد هناك لا يوجد وقت لحب الشعراء |
Belki de hayali arkadaşından vazgeçmesi için daha sert bir sevgiye ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | ربما كان بحاجه لحب قاسي ليتخلى عن صديقه الوهمي |
O burada. Angel sanırım Connor'un birazcık baba sevgisine ihtiyacı var. | Open Subtitles | , أنه هنا أعتقد أن (كونور) في حاجة لحب الوالد |
Hinduizm sayesinde inancı, İsa sayesindeyse Tanrı'nın sevgisini keşfettim. | Open Subtitles | الهندوسية كانت وسيلتي للإيمان و المسيح وسيلتي لحب الرب |
Ve Allah'a "Nasılsın?" demeden önce siyah bir adamın aşkının ne demek olduğunu öğrenecek, kraker çocuk. | Open Subtitles | وقبل أن تلقى حسابها مع الله ستعلم الاحساس الحقيقي لحب رجل اسود ، أيها الصبي المتبجح |
Yüce babamız, gizemli ve kutsal bir olay yaptığın evlilik bağı İsa'nın kiliseye olan sevgisinin bir sembolü oldu. | Open Subtitles | أبانا، لقد جعلت رابطة الزواج لغزاً مقدساً، رمزاً لحب المسيحي لكنيسته |
tanrı aşkına... o berbat ringte olanları başka kimse duydumu? | Open Subtitles | ...لحب الله لا احد غيرى يسمع ذلك الرنين الجهنمى |
! Allah aşkına Leo, beni duyuyor musun eğer ... | Open Subtitles | ليو ، لحب الرب .. إذا كنت تسمعني |
Kalbini dinle Allah aşkına | Open Subtitles | انظر في قلبك لأجل الله لحب الله |
Tatlı kızımın aşkına yük olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | لحب ابنتي الجميله الاول انا مجرد عبأ |
İddia edildiğine göre 16. yüzyılda bir sanatçı Galileo'nun simetri aşkına bir övgü olarak yaratmış. | Open Subtitles | صنعه بعض الفنانون كتقدير لحب جاليليو للتناظر. كان سيُعلن عنه... حينما يحشد المستنيرون القوة الكافية... |
Daha sonra karşılığını alamadığı bir aşk destanında, bir düelloya davet edildi. | Open Subtitles | بعدها، في قصة بطولية لحب غير متبادل، دُعي لمبارزة. قضى الليلة الفائتة بأكملها |
Evet, polis olmanın benim aşk hayatıma da pek katkısı olmadı. | Open Subtitles | اجل, كوني شرطي لم يفعل اي معروف لحب حياتي. |
Ama yaptığı hataları aşk yüzünden yaptı. | Open Subtitles | لكن الاخطاء التي ارتكبتها, ارتكبتها بدافع لحب |
Ondan nefret ederek başladı, ama sonra nefreti aşka dönüştü. | Open Subtitles | بدأت بكرهه فى البدايه ثم تحول هذا الكره لحب |
Bu insanların aşka ihtiyacı var ve ben de onlara bulacağım. | Open Subtitles | هؤلاء الناس بحاجة لحب. و سوف أحصل عليه لهم. |
Altmış sene önce yapmıştım bu kolyeyi hayatımın aşkı için. Kana için.. | Open Subtitles | لقد صنعتها قبل ستة عشر سنة، لحب حياتي، كانا |
Hayatının aşkı için en iyi hediye olduğu yazmıyor ama... kesinlikle öyle. | Open Subtitles | .غير مكتوب بأنها الهدية المناسبة لحب حياتك ولكن الواضح إنها مناسبة |
Bu çocuğun sert sevgiye ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذا الطفل يحتاج لحب قوي. |
- Erik? Anne sevgisine muhtacız. Erik patlamak üzere. | Open Subtitles | (نحتاج لحب الأم سيدة (جي إنه على وشك الإنفجار |
Onun bizimle olması, Tanrı'nın sevgisini de beraberinde getirir. | Open Subtitles | حبه لحياته هو اثبات لحب الاله لنا كلنا |
Bir şövalye daima aşık olduğu hanımın aşkının bir simgesini taşır. | Open Subtitles | دائماً يحمل الفارس تذكاراً لحب امرأته |
Bir babanın kızına olan sevgisinin de bir sınırı vardır. | Open Subtitles | هنالكَ حدودٌ لحب الأب لإبنته |