Eşyalarını Kız arkadaşıma vermemden hoşnut olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنها ستسعد إن رأتني أقرض ملابسها لحبيبتي |
Akşam yemeğinde yaptığın değil tatlı yerken Kız arkadaşıma yaptığın. | Open Subtitles | لا أقصد الخطاب الذي ألقيته أثناء العشاء بل أثناء تقديم أطباق التحلية لحبيبتي |
Kız arkadaşıma gönderecektim ama... benden ayrıldı. | Open Subtitles | كنت سأرسلها لحبيبتي لكنها انفصلت عني |
Benim sevgilime ait olsalardı, o kız artık bakire falan kalamazdı. | Open Subtitles | إذا كانت تعود لحبيبتي فلن تكون عذراء بعد اليوم |
Hiçbir yolu yok. Lisedeki sevgilime olmuştu. | Open Subtitles | مستحيل.هذا حصل لحبيبتي في الجامعة. |
Bir an önce kız arkadaşımın yanına gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بيومٍ شاق أريدُ الذهاب إلى المنزل لحبيبتي فحسب. |
Krakerler sevgilim için. | Open Subtitles | بسكويت مملح لحبيبتي |
İlk Kız arkadaşıma bir kolye almıştım. | Open Subtitles | لقد اشتريتُ عقداً لحبيبتي الأولى |
Buraya gel Smithers. Kız arkadaşıma mektup yazmam için yardım et. | Open Subtitles | (سمذرز) تعال هنا وساعدني على كتابة رسالة لحبيبتي |
Kız arkadaşıma vermek istiyordum. | Open Subtitles | وأريد ان أعطيه لحبيبتي |
Ahbap, sana verdiğim idrar Kız arkadaşıma aitti. | Open Subtitles | -كلا، كلا، هذا البول ينتمي لحبيبتي .. |
Kız arkadaşıma bir mesaj iletmeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان توصل رسالة لحبيبتي |
Kız arkadaşıma merhaba demeye geldim. | Open Subtitles | ألقي التحية لحبيبتي |
sevgilime yarım düzine gül veremem. | Open Subtitles | لن اعطي لحبيبتي |
Homoseksüel sevgilime alıyorum. | Open Subtitles | إنه لحبيبتي الجنسية |
Onda benim ve kız arkadaşımın resmi var. | Open Subtitles | معها صورة لي و لحبيبتي |
Ama muhtemelen kız arkadaşımın yanına dönmeliyim. | Open Subtitles | ولكن يجدر بي العودة لحبيبتي. |
Bu şarkıyı benim güzel sevgilim için yazdım. | Open Subtitles | هذه اغنية كتبتها لحبيبتي |