Sally'nin cenazesi için burada olan Darrin Hill'e merhaba. | Open Subtitles | اتى دارين هيل في المدينة لحضور جنازة سالي. |
Ben eski kocamın cenazesi için buradayım. | Open Subtitles | أنا أه هنا لحضور جنازة بلدي السابقين الزوج. |
1973 yılında, yani o zamandan üç yıl önce, annemin cenazesi için Londra'ya dönmüştüm. | Open Subtitles | قبل ذلك بثلاث سنوات في عام 1973 كنت قد سافرت إلى لندن لحضور جنازة أمي |
Genç adam, teyzenin cenazesine gelmen beni çok memnun etti. | Open Subtitles | ايها الشاب، أنا سعيدة للغاية أنك جئت لحضور جنازة عمتك. |
Düşman cenazesine uçmak için bölüğün uçağını tehlikeye mi atıyorsunuz? | Open Subtitles | لقد خاطرتم بسرب الطائرات لحضور جنازة عدو؟ |
Bir keresinde cenaze için gittiğinde. Neredeyse aklımı oynatıyordum. | Open Subtitles | اضطر ذات مرة للرحيل لحضور جنازة كدتُ أجن من الخوف |
İçişleri Bakanlığı, annesinin cenazesi için Tommy Lee Royce'a izin vermiş. | Open Subtitles | وزارة الداخلية سمحت لـ تومي لي رويس بالخروج .. لحضور جنازة والدته |
Tabii ki. Babanın cenazesi için direk buraya geldim. | Open Subtitles | بالطبع فقد أتيت لحضور جنازة والدي |
Bunlar, babanın cenazesi için teşekkür notları. | Open Subtitles | هذه مذكرات شكر لحضور جنازة والدك. |
Seni, babanın cenazesi için buradan çıkardı, değil mi? | Open Subtitles | لقد اخرجتك لحضور جنازة بابا, الم تفعل؟ |
Ve 15 yıl sonra, Randy'nin cenazesi için geri döndün. | Open Subtitles | ثم عدتُ، بعد 15 عاما، لحضور جنازة راندي . |
Kızkardeşinin cenazesi için izin istiyorsun demek? Bayan Naegle, sal gitsin tazıları. | Open Subtitles | إذن تُريد إجازة لحضور جنازة شقيقتك؟ |
Herkes Bay Small'ın cenazesi için mezarlıkta. | Open Subtitles | جميعهم في المقبرة لحضور جنازة السيد (سمول) |
Buraya Laura'nın cenazesi için gelmiştim. | Open Subtitles | جئت إلى "توين بيكس" لحضور جنازة "لورا". |
Holly'le mesajlaşıyor. Teyzesinin cenazesi için Cincinnati'ye gitti. | Open Subtitles | إنه يراسل (هولي) ، لقد ذهبت . إلى (سينسناتي) لحضور جنازة عمتها الكبيرة |
Karımın cenazesi için çok meşguldün. Sophie'mizin cenazesi... O yüzden ben yapmalıydım. | Open Subtitles | إنّك مشغول للغاية لحضور جنازة زوجتي (صوفيا)، لذا كان يجب عليّ فعل هذا. |
Clinton'lar Prenses Diana'nın cenazesine katılmak için az önce Londra'ya vardı. | Open Subtitles | وصلت عائلة كلنتون إلى لندن .لحضور جنازة الأميرة ديانا |
cenazesine bir sürü çiçek yolladı dedin. | Open Subtitles | قلتم انه قضى على نصف طن على الزهور لحضور جنازة. |
Baba, annemin cenazesine gelemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | يا أبي، أنا آسف لأني لم يكن هناك لحضور جنازة أمي. |
İçişleri Bakanlığı'nın, annenin cenazesine katılman için izin verdiğini söylemeye geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت لأعلمك انه تم إعطائك اذن من قبل وزارة الداخلية لحضور جنازة امك |
Babanızın cenazesine geldim lordum. | Open Subtitles | اتينا لحضور جنازة والدك يا مولاي |
Bilemem. Orada oturmuyorum. Oraya sadece cenaze için gitmiştim. | Open Subtitles | لا أعرف , أنا لا أعيش هناك ذهبت لحضور جنازة |