"لحظةٌ" - Translation from Arabic to Turkish

• bir an

"Her gün şeytanın bulamayacağı bir an vardır."
هُناكَ لحظةٌ في كُل يوم لا يوجدُ فيها الشيطان

Bu insanlık ve Ziyaretçiler için ikimiz için önemli bir an.
هذه لحظةٌ مهمّة، للبشر و الزائرين، و لكلينا.

Kardeşlerim, Şu an, ders almamız gereken bir an.
لكن أيّتها الأخوات، هذه لحظةٌ تعليميّة واقعيّة هنا.

Bu Ziyaretçiler ve insanlar için ikimiz için çok önemli bir an.
هذه لحظةٌ مهمّة، للبشر و الزائرين، و لكلينا.

Lourdes'i öldürdün. Yaptığım şey kadar hasta olmadığım bir an yok.
لاتمر علي لحظةٌ دون أن أشعر بالكرهـ لنفسي على مافعلته

Eski sahipleri için bu sıkıntıIı bir an bu bir yenilgi.
إنّها لحظةٌ مؤلمة للملاك السابقين إنّها خسارة

Bu senin için çok özel bir an, değil mi?
إنّها لحظةٌ مهمّةٌ لك، أليس كذلك؟

Çok duygulu bir an, dokunsan ağlarım vallaha.
إنها لحظةٌ ثقيلة، وأنا ضعيفٌ جداً الآن

Aslında bu çok dokunaklı bir an.
إنها لحظةٌ مؤثرةٌ حقاً

Burada mucizevi bir an yaşanıyor. Lisa, annesi Anna'nın kollarına güvenli bir şekilde geri döndü.
إنّها لحظةٌ عجائبيّةٌ هنا، حيثُ (ليسا) سالمةٌ هنا بين ذراعيّ والدتها (آنا).

-Tamam, belki kısa bir an oldu.
-حسناً، هنالك لحظةٌ ما

Bu çok özel bir an...
هذه لحظةٌ مميّزة...

Lee Sedol dünyadaki en iyi Go oyuncularından biri. Burada Silikon Vadisi'ndeki arkadaşlarımın deyişiyle bir 'Aman Tanrım' anı yaşıyor (Gülüşmeler) Bu, yapay zekanın beklediğimizden çok daha hızlı ilerlediğini anladığımız bir an.
لي سيدول هو واحدٌ من أفضلِ لاعبي لُعبةِ "غو" على مستوى العالم وهو يمرّ بما يدعوه أصدقائي في سيليكون فالي بلحظةِ "يا للهول!" (ضحك) هيَ لحظةٌ نُدرِكُ عندها بأنّ تقنيّات الذكاء الاصطناعي تتطوّر بسرعة أكبرَ بكثيرٍ ممّا توقعنا.

bir an!
لحظةٌ

- Bu Stewie için çok önemli bir an.
(هذهِ لحظةٌ عظيمةٌ ل (ستوي

- Çok önemli bir an mı?
لحظةٌ عظيمة؟