"لحلها" - Translation from Arabic to Turkish

• çözmek
• Çözmemiz gereken
• çözülmesi gereken
• Çözecek
• Çözmesi
• çözmenin
• Çözülecek

"Nerede Çözecek bir suç varsa, çözmek için orada... olacağım."
أينما كانت هناك جريمة غير محلولة فسأكون أنا موجود لحلها

İşte bu yüzden, gece gündüz bu problemi çözmek adına her bir temel problem için uzmanlar grubunun çalıştığını düşünmek kolaydır.
إذا من السهل التفكير بأن كل مشكلة كبيرة تحيط بنا هناك مجموعة من الخبراء كرسوا اوقاتهم لحلها

Hâlâ Çözmemiz gereken sorunlar var ama onları da halledeceğiz.
لا يزال عندنا مشاكل لحلها لكننا سنحلهم أيضاً

çözülmesi gereken gerçek sorunların neler olduğunu söyleyebilen ve bu sorunları teknolojinin Çözmesi için yöntemler öneren kişilere ihtiyacımız var.
ناس تواجه تحديات مختلفة وتستطيع تحديد الأمور التي علينا إصلاحها وإيجاد طرق لحلها بالتكنولوجبا.

Liz ile klasik olarak, edepsiz bir konuda anlaşmazlığa düştük ve çözmenin tek yolu vardı.
انا وليز دخلنا في مجادلة عادية والتي لايوجد سوى طريقة واحدة لحلها

Çözülecek bir cinayetimiz var. Benim de yardımına ihtiyacım var.
لدينا جريمة قتل لحلها وأنا بحاجة لمساعدتك

Bu problemleri bulmak ve onları çözmek için daha iyi olmak zorundayız.
يجب ان نتحسن في ايجاد تلك المشاكل و إيجاد الطرق لحلها

Sorunları çözmek için onların ne olduğunu bulmalısınız.
دون الاستعانة بالمتخصصين والتعاون معهم لحلها

Bu vakayı çözmek için şampanyadan fazlası gerek, Poirot? Kurşun mesela?
ان القضية تحتاج لأكثر من زجاجة شامبانيا لحلها,ماذا عن الرصاصة؟

Dediğim gibi, bu problemi çözmek... bazılarınızın aylarını alacak.
..كما كنت أقول أن هذه المسألة ستأخذ من بعضكم عدة شهور لحلها

Bu arada milyonlarca puzzle ile uğraşmak durumundayız ve bunların tamamını çözmek için 3 ayımız var.
وخلال ذلك فهناك ملايين الالغاز التي تواجهنا وعندنا ثلاثة شهور لحلها

Tamam, cinayet olduğuna göre, çözmek için 8 saat ve 22 dakikanız var.
لديكم بالتحديد ثمانية ساعات و 22 دقيقة لحلها

Ama şimdi Çözmemiz gereken bir vaka var.
لكن في الوقت الحالي لدينا قضية لحلها لذا...

Alec Çözmemiz gereken bir sorun var, tamam mı?
أليك، لدينا مشكلة حقيقية لحلها حسنا؟

Ama ilk defa uğraştığım cinayette çözülmesi gereken tek gizem kurbanın kimliği.
لكن هذه هي أول جريمة قتل أتعامل بعا حيث يكون اللغز الوحيد المتبقي لحلها يكمن بالكشف عن هوية الجثة

Buna minnettarım Lex, ama bu çözülmesi gereken bir sorun değil.
أقدر لك هذا ليكس ولكن هذه ليست بمشكلة أحتاج لحلها

Çözecek bir çete olayımız var.
لدينا قضية عصابات لحلها

Çözmesi bir asır sürecek bir sorunumuz var.
إنها مشكلة كان يفترض أنْ يكون لدينا 100 عام لحلها

Bunu da duyurmadan çözmenin yolları var.
هُناك طرق لحلها فى الداخل بدون تدمير القضية

Çözülecek bir sorunumuz var. İpin ucunu kaçırmadan çözelim.
لدينا مشاكل لحلها , لذا لنقوم بحلها