"لدرجة أننا" - Translation from Arabic to Turkish

    • ki
        
    • o kadar
        
    o kadar çok inkar ederiz ki, göz önündeki gerçeği göremeyiz Open Subtitles ننكر كثيراً لدرجة أننا لا نستطيع تمييز الحقيقة أمام وجوهنا تماماً
    Çok etkilendik aslında öyle etkilendik ki gelip bizimle çalışmanı istiyoruz. Open Subtitles إننا مذهولين.. مذهولين كثيراً لدرجة أننا نرغب أن تأتي لتعمل معنا.
    Çünkü o sırada, nerede yürüdüğümüze çok fazla dikkat etmemiştik ama sonra bir baktık ki büyük çalılıkların ve çimenlerin oraya gelmişiz. Open Subtitles لأننا لم نلقي أي اهتمام الى المكان الذي كنا نتمشى فيه ولقد مشينا كثيرا لدرجة أننا دخلنا أعماق أعشاب و أشجار عالية
    Ama bunu o kadar hızlı ve kolayca yapıyoruz ki gerçekten neden olduğunu bildiğimizi düşünüyoruz. TED لكننا نفعل ذلك بكل سرعة وسهولة لدرجة أننا نعتقد في الواقع أننا نعرف الإجابة عندما نجيب عن السبب.
    Hatta, o kadar işe yaradı ki şu anda Limburger peyniri aromasının Tanzanya'da kullanılan yapay bir karışımına sahibiz ve bu karışımın orda sivrisineklere, insanlardan iki ya da üç defa daha çekici geldiği görüldü. TED فى الحقيقة، لقد نجحت لدرجة أننا الآن لدينا خليط اصطناعي له عبير جبن ليمبورجر و الذى تم إستخدامه فى تنزانيا و الذى أظهر هناك أنه من مرتين إلى ثلاث مرات أكثر جذبا للبعوض من الإنسان.
    Bu önemli. Bu öylesine önemli ki değerli TEDTalk zamanımızın 30 saniyesini buna harcayacağız hiçbir şey yapmayıp, sadece bunun hakkında düşüneceğiz. TED هذا مهمٌ جداً. مهمٌ للغاية لدرجة أننا سنقضي 30 ثانية من وقت محادثة تيد القيم صامتين لنفكر في ذلك الموقف.
    ve üzücü gerçekse şu; dikkatimiz o kadar dağınık ki artık yaşadığımız dünyayla bağlantımızı koparmışız. TED والحقيقة المحزنة أننا مشتتون لدرجة أننا نحن لم نعد نشعر بوجودنا في العالم الذي نعيش فيه.
    İnsanların söyledikleri şeyleri dinlemeye o kadar vakit harcıyoruz ki, dikkatimizi onların söylemediklerini dinlemeye nadiren veriyoruz. TED نقضي الكثير من الوقت نصغي لما يقوله الآخرون لدرجة أننا قلّما نركّز فيما لا يقولون.
    Günümüzde bilgisayarlar o kadar müthiş ki, aslında ne kadar korkunç olduklarını fark etmiyoruz. TED حواسيب اليوم مذهلة جداً لدرجة أننا نفشل في ملاحظة كم هي سيئة.
    Şiddet o kadar çok kümelenmiş ki model sapınca çok şaşırdık. TED العنف شديد التركيز لدرجة أننا نصاب بصدمة حين ينحرف النموذج.
    Daha fazla şey yapmaya o kadar takıntılıyız ki en önemli şeyi kaçırıyoruz. TED لقد أصبحنا مهووسين بكثرة الإنجاز والإنتاجية لدرجة أننا أغفلنا أهم شيء.
    Ben aslında şöyle düşünüyorum; kız olmak o kadar güçlü bir şey ki herkesi kız olmamak için eğitmemiz gerekiyor. TED في الحقيقة أنا أعتقد أن تكون فتاة يعني أن تكون في غاية القوة لدرجة أننا دربنا الجميع على أن لا يصبحوا كذلك
    Kızları hayatlarının öznesi olma konusundan gaspetmeye o kadar alışmışız ki, artık onları gerçek anlamda nesneleştirmiş mal-eşya-imtia şekline dönüştürmüş haldeyiz. TED إعتدنا سرقة الفتيات لغرض أن نكون أهداف حياتهن لدرجة أننا بالفعل جعلناهن سلعة و حولناهن إلى بضائع تباع وتُشترى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more