Roma'da herkes kendiliğinden gelir. Kimse davet beklemez. | Open Subtitles | الجميع يتطفَلون في روما، لا أحَد يحتاج لدعوة |
En sonunda çocukları oyuna davet etme cesaretini gösterdim ve bu rezilliğe katlanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أتشجع أخيرا لدعوة الأولاد إلى لعبة ثم يجب أن نعاني من هذا الإذلال الخطير هو مثالي في الحقيقة |
En sonunda çocukları oyuna davet etmek için cesaretimi topladım... ama bu aşağılamanın sıkıntısını çekmek zorunda kalıyoruz. | Open Subtitles | أتشجع أخيرا لدعوة الأولاد إلى لعبة ثم يجب أن نعاني من هذا الإذلال الخطير |
Kızın evine gitmeden önce aramak adetten değil midir? | Open Subtitles | ليس من المعتاد لدعوة فتاة قبل أن تظهر في منزلها؟ |
Ben de düşündüm, davetiye gelmedi diye tek çocuğumun doğum gününü kaçıracak değildim. | Open Subtitles | لذلك أعتقدت بأنني لن أسمح لدعوة بأن تبعدني عن عيد ميلاد أبنتي الوحيدة |
Başbakan, Başkan'ın daveti ile Washington'a gidiyor. | Open Subtitles | رئيس الوزراء قام بزيارة واشنطن تلبية لدعوة وجّهت له من الرئيس الأمريكي |
Destek çağırmak için iyi bir zaman. | Open Subtitles | سَيَكُونُ الآن وقتا مناسبا لدعوة الدعم الخاص بك |
Kendi aileni doğum gününe davet etmedin... ama ben sana bir hediye getirdim. | Open Subtitles | لم تكترث لدعوة والديك إلى حفلة عيد ميلادك ولكن... لقد جلبت لك هدية |
Tamam, şimdi git de, yepyeni arkadaşlarını partiye davet et. | Open Subtitles | حسناً ، والآن ، اذهبي لدعوة أصدقائكِ الجدد لحفلتكِ |
Bunun sayesinde Matthew Boulton onu iş ortaklığı kurmaya davet etti. | Open Subtitles | دفع هذا ماثيو بولتون لدعوة چيمس واط للانضمام إلي مشاريعه |
İçmek yok, davet edilmemiş misafir yok ve bu gece evi temizleyeceksin. | Open Subtitles | لا للمزيد من الشراب, ولا لدعوة الضيوف، والليلة ستنظفين المنزل. |
Bir liberali davet etmek benim hatam. Noel ruhu, anlıyor musun? | Open Subtitles | غلطتي لدعوة الليبرالي , روح عيد الميلاد , أتعرف ؟ |
Evet ama bu akşam bazı kişileri davet etmek zorunda olacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا يعني أنّك ستضطرّ لدعوة أناس بعينهم للدخول الليلة. |
Neden sapığını evine davet ettiğinin açıklamasıyla başlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك البدء بتفسير ما الذى دفعك لدعوة مُطاردتك لمنزلك |
Onları aramak iyi bir fikir olabilir. | Open Subtitles | سيكون فكرة جيدة لدعوة هؤلاء الناس حتى. |
Bu Cécile'in fikriydi, herkesi aramak. | Open Subtitles | إنها فكرة سيسيل" لدعوة الجميع. |
Wes'i aramak için o pençeler sana lazım değil. | Open Subtitles | (ستحتاج تلك الكفوف لدعوة (ويس |
Mum eriyip aşağıya inince, davetiye arkadan aydınlanıyor. | Open Subtitles | لذا عندما تحترق الشمعة تلبية لدعوة مضاءة من الخلف |
Kızımı yoklamak için özel davetiye gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أظن أني بحاجة ,لدعوة خاصة لأمُر على إبنتي |
McCaffrey, özel davetiye mi bekliyorsun? | Open Subtitles | حسناً هيا بنا هل تحتاج لدعوة يا "مكافرى" ؟ |
- Köyümüze ölüm getirdi. - Ölüm istediği zaman gelir. daveti olmaz bu işin. | Open Subtitles | جلبت الموت على قريتنا - الموت يأت عندما يريد وهو لا يحتاج لدعوة - |
Bana bir daveti açık bir şekilde reddetmenin kabalık olduğu ve birinin onun yerine nazik bir bahane sunması gerektiği öğretildi. | Open Subtitles | تعرف، لقد قيل لي بأن الرفض الجاف لدعوة هي وقاحة ويجب أن يعطي الشخص عذراً لائقاً، لذا... |
Aslanları çağırmak için böyle kükrüyorlar, sonra onlara mızrak atıyorlar. | Open Subtitles | يزأرون لدعوة الأسود، ثم هم رمحهم. |