"لديكِ شيء" - Translation from Arabic to Turkish

• bir şeyin
• şey var
• şeyin var
• zaafın var

Bana söyleyecek bir şeyin yok, çünkü bu gerçek değil.
لا يوجد لديكِ شيء تخبريني به لأن ذلك ليس حقيقيًا

Ama beni görmeyi kabul ettin, demek ki söyleyecek bir şeyin var.
و لكنكِ وافقتِ على رؤيتي، و ذلك يخبرني أن لديكِ شيء لتقوليه

Hayır, benimle öleceğini söyledin. Çünkü yapacak daha iyi bir şeyin yok.
لا أخبرتني بأنّكِ ستَمُوتي مَعي بسبب انه لايوجد لديكِ شيء أفضل للقيام به

Hyerin, anneye söylemek istediğin bir şey var mı?
هاي رين، هل لديكِ شيء تريدين إخباره لوالدتكِ؟

Bıçak, mektup açacağı gibi keskin bir şey var mı?
هل لديكِ شيء ما حاد كسكين أو فتّاحة خطابات ، شيء ما ؟

- Hava boşluklarına zaafın var galiba.
من الواضح، أن لديكِ شيء من الأنابيب

Onun kaybedeceği bir şey yok, seninse kazanmak için bir şeyin yok.
ليس لديها شيء لتخسره وأنتِ ليس لديكِ شيء لتربحيه

Söyleyecek ilginç bir şeyin olduğunda konuşurum. Peki.
سأخاطبكِ حين يكون لديكِ شيء مهم للتحدّث عنه

Kaybedecek bir şeyin olmasa burada olmazdın.
أنكِ لم تكوني هنا ما لم يكن لديكِ شيء تخسرينه

Eski dostuna söyleyecek başka bir şeyin yok mu?
لا يوجد لديكِ شيء أخر لقولهِ لصديقكِ القديم ؟

Eğer diyecek bir şeyin varsa direkt söyle.
انظري ، إذا كان لديكِ شيء لتقوليه لي ، فلتتفوهين به

Bunu kabul mu edeceksin yoksa söyleyecek bir şeyin var mı?
هل ستقبلين هذا، أو لديكِ شيء ما لتقوليه؟

Söyleyecek bir şeyin varsa açıkça söyle.
إذ كان لديكِ شيء لتقوليه لي حاولي أن تقوليه بصورة أسهل

Beni takip etmekten başka yapacak daha iyi bir şeyin yok mu?
ليس لديكِ شيء أفضل لتفعليه بدلاً من ملاحقتي ؟

-Bir şey var mı, Doktor? -Evet.
هل لديكِ شيء ، دكتور - نعم، هذه هي أشعة د.

Bana söylemen gereken bir şey var.
هل لديكِ شيء تريدين إخباري به؟

Sende bize ait bir şey var ve onu geri istiyorum.
لديكِ شيء يخصنا وأريد أن أستعيده

Sende bir şey var. Bende bir şey var. Şeylerimizi bir araya getirip eğlenelim.
لديكِ "شيء" وأنا أملكُ "شيئاً"، إن جمعناهُما فسنحظى بالمتعة.

Hayır. Benim yapmadığım tek bir şeyin var.
كلا، لديكِ شيء واحد لا أملكه أنا