Hey, baksana, eğer sana da uygunsa yarın izin yapmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | إن لم يكن لديكِ مانع كنتُ أفكّر بإجازة يوم غد |
Senin için uygunsa, başka bir şey söylemene gerek yok. | Open Subtitles | وسأغادر عندما يصل، إن لم يكن لديكِ مانع. |
Senin için sorun yoksa rastgele bir şeyler yazacağım. | Open Subtitles | سيغضب مديري لذا إن لم يكن لديكِ مانع سأقوم بملأ هذا الملف ببعض الأحداث الخياليه |
Bayan Florrick, eger sizin için sorun yoksa, ...Charles ve benim konusacak baska bir konumuz var. | Open Subtitles | سيدة فلوريك، إن لم يكن لديكِ مانع هناك موضوع آخر أريد مناقشته مع تشارلز |
Senin için de bir sakıncası yoksa biraz yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | أتعرفين، أعتقد أنّي أودّ البقاء لوحدي إذا لمْ يكن لديكِ مانع. |
sakıncası yoksa, şunun fotokopisini alıp duvarınıza asabilir misiniz? | Open Subtitles | إن لم يكن لديكِ مانع , فلمَ لا تعلّقين هذه النسخة على الجدار ؟ |
Hayır, hayır, bende kalmasını tercih ederim eğer uygunsa. | Open Subtitles | - لا ، لا أفضل أن أحتفظ بها هنا إذا لم يكن لديكِ مانع - |
Eğer sorun yoksa. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديكِ مانع. |
Buraya bebek bakıcılığı için geldiniz, beni korkutmaya değil. Yani sakıncası yoksa... | Open Subtitles | ولكنكِ هنا لمجالسة الطفل، و ليس لإفزاعي ، لذا ما لم يكن لديكِ مانع |
Ama bebeğe bakmaya geldin, beni korkutmaya değil. Yani sakıncası yoksa... | Open Subtitles | ولكنكِ هنا لمجالسة الطفل، و ليس لإفزاعي ، لذا ما لم يكن لديكِ مانع |