Sen gerçekten herkese kim olduğunu söylemeye cesaretin var mı? | Open Subtitles | هل لديك الشجاعة لتقول للعالم من أنت حقاً؟ |
Şu köpeğin böyle yapmasına neden olan davranışına karşı cesaretin var ve Verringer gibi ufak bir salakla konuşmaya... | Open Subtitles | لديك الشجاعة لجعل ذلك الكلّب يتصرف هكذا... وليس لديك الشجاعة لإجراء محادثة... |
Benimle konuşacak cesaretin yok mu? | Open Subtitles | لماذا ترسل زوجتك هنا؟ أليس لديك الشجاعة للخروج إلى هنا؟ |
Yeterli cesaretin varsa, itibarın olmadan da yaşayabilirsin. | Open Subtitles | لو كان لديك الشجاعة الكافية فبإمكانك الحياة بدون سمعة |
Çok Cesursun Barret ama yalan söyleyerek bir yere varamazsın. | Open Subtitles | لديك الشجاعة ياباريت... ...ولكنك لاتساوي شيء، اللعنة |
Bizim mesleği yapacak kadar yürekli misin? Deli misiniz? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه لديك الشجاعة لتمارس مهنتنا ؟ |
Buraya böyle gelebildiğine göre epey cesaretli olmalısın. | Open Subtitles | لديك الشجاعة بأن تأتي إلى هنا بهذه الطريقة |
Amerika'ya bu kadar yaklaştın ama buradan buraya gidecek cesareti bulamadın. | Open Subtitles | أصبحت قريبا جداً من أمريكا لكنّك ليس لديك الشجاعة للذهاب من هنا إلى هنا |
İnançların uğruna ölmeye cesaretin var mı? | Open Subtitles | هل لديك الشجاعة للموت من أجل معتقداتك؟ |
Bu işi sonuna kadar götürebilecek cesaretin var mı cidden? | Open Subtitles | هل أنت فعلاً لديك الشجاعة لترى ذلك ؟ |
Ama cesaretin var. | Open Subtitles | لكن لديك الشجاعة |
Ateş edecek cesaretin var mı? Beni gayet iyi eğittin. | Open Subtitles | هل لديك الشجاعة لقتلي ؟ |
Yakushi Kabuto... Bize tek başına yaklaşacak kadar cesaretin var demek. | Open Subtitles | لديك الشجاعة لتصل إلينا بنفسك |
Bana karşı hislerin var ama bunu itiraf edecek cesaretin yok. | Open Subtitles | أنت تكن مشاعراً لي و ليست لديك الشجاعة للإعتراف بذالك |
Bunu yaparken gözlerimizin içine bakacak cesaretin yok. | Open Subtitles | انت ليس لديك الشجاعة لتنظر بأعيننا عندما تقوم بالأمر |
cesaretin varsa ölümlü, benimle gel. | Open Subtitles | تعالى معي أيّها الفاني إن كانت لديك الشجاعة |
Benimle gel, ölümlü. Tabii cesaretin varsa. | Open Subtitles | تعالى معي أيها الفاني إن كانت لديك الشجاعة |
İtiraf etmeliyim ki çok Cesursun. | Open Subtitles | حسناً، سأعترف لك بهذا لديك الشجاعة |
Peki kurşun yiyecek kadar yürekli biri mi yada birini kurtarırken koca bir şehri düşünmez mi hiç? | Open Subtitles | هل لديك الشجاعة لتلقي رصاصة قبل مساعدتي على تدمير مدينة بكاملها؟ |
Buraya böyle gelebildiğine göre epey cesaretli olmalısın. | Open Subtitles | لديك الشجاعة بأن تأتي إلى هنا بهذه الطريقة |
Amerika'ya bu kadar yaklaştın ama buradan buraya gidecek cesareti bulamadın. | Open Subtitles | أصبحت قريبا جداً من أمريكا لكنّك ليس لديك الشجاعة للذهاب من هنا إلى هنا |
Bu işi yapacak göt yok sende. Bende var... | Open Subtitles | ليس لديك الشجاعة للقيام بالأمر يوجد لدي الشجاعة |
Ama açıkçası o kadar cesur olduğunu sanmıyorum ki bunun sakıncası yok çünkü, Nazik Çocuk'ta ciddi sevgili potansiyeli var. | Open Subtitles | ولكن ل لا أعتقد لديك الشجاعة... ... وهذا أمر جيد لأنه نيس غي لديها امكانات صديقها خطيرة... |
Sen babana karşı gelecek kadar taşaklı olmadığın için annen hapishanede günde 3 öğün gardiyanların sikini yalıyor. | Open Subtitles | والدتك في حمية ثابتة من قضيب حارس السجن لأنه ليس لديك الشجاعة للوقوف بوجه أبيك بنفسك |
Şimdi sen niye benim haklı olduğumu kabul edecek cesareti göstermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تكون لديك الشجاعة الآن للإعتراف بأنني على حق؟ |