Efendim, sizin yardımınızla bu terörist hücresini öldürmeye ya da ele geçirip bu saldırıyı durdurmada yüksek şansımız var. | Open Subtitles | سيدي، نعتقد أنه بمساعدة منك لدينا فرصة كبيرة جداً لقتل أفراد الخلية الإرهابية أو اعتقالهم والحؤول دون حصول الاعتداء |
Onun aracılığıyla Wallace'ı bulmak için daha iyi bir şansımız var. | Open Subtitles | ولكن لدينا فرصة أن نجد والاس عن طريقها وهي في الخارج |
Yani bir şansımız var, dünyanın o köşesinde yeni bir gelecek yaratmak için. | TED | لذلك لدينا فرصة لبناء مستقبل جديد في ذلك الجزء من العالم، |
Ve bu bir kez olduğunda sentetik kromozomlarla da aynı şeyi yapabilmek için gerçekten bir şansımız olduğunu düşündük. | TED | وعرفنا بأنها ما تم معرفة ذلك فإنه لدينا فرصة حقيقية أذا تمكنا من صنع كروموسومات صناعية لصناعة مورثات صناعية. |
Bence her şeye yeniden başlayıp aramızı düzeltmek için bir fırsatımız var. | Open Subtitles | لو حاول أحد قتلي سأغضب أنا .. أعتقد أننا لدينا فرصة هنا |
Bir şansımız var, gidip oranın geleceğinin dünyaya açık olduğunu düşünmek için. | TED | لدينا فرصة للتفكير بالمستقبل كشيء منفتح على العالم. |
İkinci alan ise, uyku ve uyku bozukluğunu erken uyarı sinyali alarak kullanabilirsek içeri girme şansımız var. | TED | والمجال الثاني أنه إن أمكننا استخدام النوم واضطراب النوم كإشارة إنذار مبكرة، لتكون لدينا فرصة التدخل. |
Bence bunu değiştirmek için bugün, yarın, 2020'de şansımız var. | TED | وأعتقد أن اليوم والغد وعام 2020 سيكون لدينا فرصة لتغيير ذلك. |
İnsanları bu sorulara yönelterek onlardan cevap bulmalarını istediğimizde şuna inanıyorum ki bugün gelişen dünyada pek çok ülkede hâkim olan siyasetin yabancılaştıran ve tatminsiz etkisini düzeltmede çok daha fazla şansımız var. | TED | وعندما نقوم بإشراك الناس في هذه الأسئلة من أجل الإجابة عليها فأعتقد ان لدينا فرصة أكبر لمعالجة حالات السخط والنفور من السياسات السائدة في العديد من الدول في مختلف أنحاء العالم المتقدم اليوم. |
Şu dergiyi bırak ve beni dinle. Sadece tek bir şansımız var. | Open Subtitles | بربّك يا بوبى, ضع المجلة بعيداً و إنتبه ربما لدينا فرصة واحدة فى هذا |
Ne kadar yol aldığımıza bakın. Bir şansımız var. | Open Subtitles | أنظر كم قطعنا من المسافة حتى الآن لدينا فرصة |
Bu organizasyonu bir sonraki seviyeye çıkarmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة لاتخاذ هذه المنظمة إلى المستوى التالي. |
Bana delilik savunması şansımız var mı söyleyebilir. | Open Subtitles | فعلية أن يخبرنى إذا كان لدينا فرصة فى نوع من انواع الاختلال العقلى |
Çünkü seni çıkartmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | لأننا لدينا فرصة لإخراجك من هنا الآن, فرصة جيدة. |
Bu lanet savaşı kazanmak için belki bir şansımız olabilir. | Open Subtitles | وربما ربما لدينا فرصة فحسب بالإنتصار في هذه الحرب اللعينة |
O zaman distopyan, kıyamet sonrası bir yaşam için makul bir şansımız olabilir. | Open Subtitles | حسنا، عندها ستكون لدينا فرصة معقولة لشكل بائس من أشكال الحياة مابعد الكوارث. |
Ve işte şimdi bu hareketle gurur duymamız için bir fırsatımız var. | TED | واليوم لدينا فرصة .. لكي نكون فخورين بهذه الحركة .. |
Hızla seyreden yalnız bir gemi. Aydınlıkta hiç şansımız yok. | Open Subtitles | سفينة منعزلة تسافر بسرعة كبيرة ليس لدينا فرصة فى ذلك |
Birlikte olmak için bir fırsat yakaladık. Ama sen denemeye korkuyorsun. | Open Subtitles | نحن لدينا فرصة لنكون سويا، و لكنك فقط خائفة من المحاولة |
Bizim için küçücük bir şans olduğunu bilseydim asla o noktaya gelmezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأذهب هناك لو كنت أعتقد أن لدينا فرصة مع بعضنا |
Ardından kendimi korkunç hissettim, bir şansım daha olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ثم شعرت بالسوء إعتقدت انه ربما سيكون لدينا فرصة أخرى |
Yine de bir gün, galaktik bir karmaşadan kurtulabilme şansına sahip olabiliriz. | Open Subtitles | ولكن قد تكون لدينا فرصة البقاء على قيد الحياة في الغابة الخاصّة بالمجرّة برغم كلّ شيء. |
Bizimle gelirsen, hayatta kalmak için daha çok şansımız olur. | Open Subtitles | ولكنكِ قوية لدينا فرصة أفضل للنجاة إذا كنتِ بالأعلى معنا |
Kötü tarafı, hiç şansımızın olmaması. Birinci sınıf dedektiflerden hiç farkımız yok. | Open Subtitles | المصيبة في الأمر كله أنه لم تكن لدينا فرصة |