"لديها الكثير" - Translation from Arabic to Turkish

    • çok şey var
        
    • çok var
        
    • bir sürü
        
    • çok şeyi var
        
    • birçok şey var
        
    • çok şeyi varmış
        
    • Çok arkadaşı
        
    Jeopolitik dünyanın, sanal dünyadan öğreneceği o kadar çok şey var ki. TED الجغرافيا السياسية لديها الكثير لتتعلمه من العالم الرقمي.
    Ama bunları aşabilmek için halletmesi gereken çok şey var. Open Subtitles لا زال لديها الكثير لتتعامل معه قبل أن تترك هذا خلفها.
    Dünya'daki ailem bana affetmeyi öğretti. İnsanlığın bize öğreteceği çok şey var. Open Subtitles والدايّ من الأرض علماني المغفرة البشرية لديها الكثير لتعلمنا إياه
    Bunları Edera'ya verelim, onda çok var, belki birinci seçilir. Open Subtitles لنعطهم لإدرا، لديها الكثير. بهذه الطريقة ستُنتخب كملكة جمال.
    bir sürü arkadaşı varmış ama hiçbiri gizemli adamımıza benzemiyor. Open Subtitles لديها الكثير من الاصدقاء, لكن لم يبدو أحد كرجل غامض
    Şimdi de Kralın kalesinde uyuyacaksınız. Bu adamların saklayacak çok şeyi var. Open Subtitles والأن أنت تنام بداخل قلعة الملك هذه الرجال لديها الكثير كي تُخفيه.
    Burada kötü etkilendiği birçok şey var, en kötüsü de sensin. Open Subtitles وكان لديها الكثير من التأثيرات السيئة هنا في Ukiah ، هل هو أسوأ.
    Görünen o ki yaslı dulumuzun kutlayacak çok şeyi varmış. Open Subtitles يبدو أنّ أرملتنا الحزينة كان لديها الكثير لتحتفل حوله.
    Daha önce hiç, o Çok arkadaşı olan kızlardan olmamıştım. Open Subtitles حسنا أنا لم أكن واحدة من تلك الفتيات اللتي لديها الكثير من الأصدقاء , و أنا لدي الآن
    "3 yaşında olmasına rağmen hala öğreneceği çok şey var." Open Subtitles علىالرغم,بعمر3سنوات ، ما يزال لديها الكثير مِن الاشياء القبيحة لكي تتعلمها
    İlgisini çeken çok şey var. Open Subtitles برينان يمكنها الحديث عن أي شيء آخر لديها الكثير من الاهتمامات
    - Öğreneceği çok şey var. Open Subtitles لديها الكثير من المعرفة التي تود إستيعابها.
    Tanrım, ne kadar çok şey var. Open Subtitles نجاح باهر، وقالت انها لديها الكثير من الأشياء.
    Son sınıf projesini ve hangi üniversiteye gidecekse oraya başvuru yapmaya odaklanamayacak kadar başında çok şey var zaten. Open Subtitles لديها الكثير مما يستوجب التركيز عليه لأجل مشروع تخرجها وحيثما ستقدم طلباً للكلية
    Hindistan'da çok var çünkü çok kalabalıklar. TED الهند لديها الكثير لأنهم كثر
    - Onda bundan çok var. Open Subtitles -لا ، لديها الكثير منها لحظة ..
    Ancak bir sürü kıvrımı ve çıkıntısı vardır, artık beynimizin yüzde 80'i kadardır Burası düşünme eylemini gerçekleştirdiğimiz yerdir ve büyük bir değişim yaratır. TED ولكن لديها الكثير من التلافيف والتلال هى تشكل حاليا 80 بالمئة من دماغنا، وهذا حيث نقوم بالتفكير، وهو التسامى العظيم.
    Belli ki, yaşam bize eğlence bölümünde bir şeyler öğretebilir, değil mi; yaşamın bize öğretecek çok şeyi var. TED ومن الواضح أن الحياة تستطيع أن تعلمنا شيئاً في مجال التسلية، حسناً. الحياة لديها الكثير لتعلمنا اياه.
    Merak etme, Marge. Orada yapabileceği birçok şey var. Open Subtitles هوّني عليك (مارج) ، لديها الكثير لتشغل وقتها هناك
    İcabına bakmadan önce kısa bir sohbetimiz oldu kadının Ridgemont daireleriyle ilgili söyleyecek çok şeyi varmış. Open Subtitles لذلك قبل أن أهتم بها، كان لدينا نقاش قصير وكان لديها الكثير لتقوله بخصوص شقق "ريدجمونت"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more