| Kızlardan birinin çocuğu var ama bu kız evli değil. | Open Subtitles | لم أسالها بعد لكنى واثقة أن لديها طفل دون زواج0 |
| Sanırım Kennedy'lerinde senin gibi bir çocuğu var. ..ve onu uyutuyorlar. | Open Subtitles | اعتقد أن عائلة كنيدي كان لديها طفل مثلك و لقد أخفوه عن الجميع |
| Benim Abbey adında bir arkadaşım var. Onun bir erkek bebeği var ve osurdu. | Open Subtitles | لدي صديقة اسمها آبي, لديها طفل صغير قد أطلق الريح.. |
| Ama hasta bir çocuğu olduğu için, gece gitmek zorunda kalmış. | Open Subtitles | لكن يبدو كأن لديها طفل مريض فتذهب ليلاً بدلاً من ذلك |
| Her neyse, onun da çocuğu vardı, değil mi? | Open Subtitles | على كل حال كان لديها طفل أيضاً |
| Onun küçük bir oğlu var. Ona ne yaptığının farkında mısın? | Open Subtitles | لديها طفل صغير أتعلم ماذا تفعل بها ؟ |
| Asla kucağına alabileceği bir bebeği olmayacak. | Open Subtitles | ولن تحظى بفرصة كي يكون لديها طفل لكي تحتضنه بين ذراعيها |
| Çocuklu bir kadın kendini nasıl koruması gerektiğini bilmeli. | Open Subtitles | المرأة التي لديها طفل تحتاج لتتعلم كيف تحمي نفسها |
| - Evet bir çocugu var ama hiç kocası yok. | Open Subtitles | -نعم، لديها طفل و لا زوج |
| Mesele şu ki, çocuğu olan bir kadınla bu tip bir ilişki yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | الامر فقط اني لااحتاج الى الارتباط بامراة لديها طفل لماذا؟ |
| İnsan çocuk doğurduktan sonra ona ne olacağını nasıl sallamaz, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم كيف يكون لديها طفل ولا تهتم بما يحدث له |
| Küçük bir çocuğu var ve genellikle elinde timsah derisi bir çantayla dolaşıyor. | Open Subtitles | لديها طفل صغير، وغالبا ما تحمل حقيبة يد من جلد التمساح. |
| Bir çocuğu var kocası da hapiste ama nasıl olacak göreceğiz. | Open Subtitles | لديها طفل ومتزوجة من مسجون لكن سنرى أين النهاية |
| Ev sahibemizin hasta bir çocuğu var ve uygun ilaçları bana tavsiye ediyor. | Open Subtitles | مديرة الفندق لديها طفل مريض هي تقدم المشورة لي على الأدوية المناسبة |
| -Aman tanrım. Rosamary'nin bile benimkinden daha iyi bir çocuğu var! | Open Subtitles | ياإلهي روز ميري لديها طفل أفضل من طفلي |
| Göğüs ucunda asılı bir bebeği var ve vergi işlerini halletmiş. | Open Subtitles | لديها طفل مُعلّقٌ بحَلَمتها وقامت بإنجاز ضرائبها. |
| Hiç bahsetmediği bir bebeği var. | Open Subtitles | لديها طفل وهي لم تذكر لي هذا الشيء ابداً |
| Nasıl bir anne, bakması gereken bir çocuğu varken kafayı çeker ki? | Open Subtitles | سمعتيني، أي نوعٍ من الأمهات تثمل عندما يكون لديها طفل تعتني به |
| Bence çocuk, ucube bir çocuğu olduğunun bilinmesini istemeyen kaçık bir kadının. | Open Subtitles | إمرأة مجنونة لم ترغب أن يعرف أحد أن لديها طفل مشوه |
| Ölmüş bir çocuğu vardı. | Open Subtitles | كان لديها طفل وقد مات، هذا هو السبب. |
| Benim, ıı, ablamın küçük bir oğlu var ııı, daha bebek,ama gerçi artık pek bebek değil sanırım ama daha yeni konuşmayı öğrendi ve hayvanların seslerini yapıyor. | Open Subtitles | أختي لديها طفل صغير. ولد إنه ليس طفلاً الآن أظن... |
| - bir bebeği varmış. | Open Subtitles | حسنا هذا يعني بانها كان يجب عليها أن يكون لديها طفل |
| Ama sen Çocuklu bir barmenle evlendin. | Open Subtitles | ولكن أنت متزوج نادلة لديها طفل |
| Addison Montgomery'nin yeni yürümeye baslayan bir çocugu var demek. | Open Subtitles | ...اذاً أديسون مونتغومري) لديها طفل) |
| 5 yaşında çocuğu olan bir annenin depresyon yüzünden intihar edeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن أماً لديها طفل بعمر خمس سنوات تقدم على قتل نفسها بدافع الكآبة. |
| İnsan çocuk doğurduktan sonra ona ne olacağını nasıl sallamaz, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم كيف يكون لديها طفل ولا تهتم بما يحدث له |
| Gayri meşru bir çocuk doğurdu. | Open Subtitles | لديها طفل ولم تتزوج |