Bu sabah olanlardan sonra, gidecek bir yeri kalmamıştı. - Kalmadı mı? | Open Subtitles | بعد ما حصل هذا الصباح , ليس لديها مكان آخر تذهب إليه |
Kertenkele kız. Arka tarafta, ağladığı özel bir yeri var. | Open Subtitles | لديها مكان خاصّ على الدرج الخلفي حيث تذهب للبكاء فيه. |
Kertenkele kiz. Arka tarafta, agladigi özel bir yeri var. | Open Subtitles | لديها مكان خاصّ على الدرج الخلفي حيث تذهب للبكاء فيه. |
Güzel şehrimizin doğu yakasının üst taraflarında bir mekanı var. | Open Subtitles | لديها مكان في الجانب الشرقي الأعلى من أرضنا السعيدة |
Kız kardeşimin bir mekanı var. La Cubana Loca, Harlem'de. | Open Subtitles | (أن شقيقتي لديها مكان (لا كوبانا لوكا (في (هارلم |
Orada bir evi var. Ve kalabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | لديها مكان هناك وقالت أننى أستطيع الإقامة معها |
Bana birlikte bir gece geçirdiklerini söylemişti. Gidecek başka yeri olmadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد اخبرتني انهما ناما ليلة واحدة معا لا اصدق انه ليس لديها مكان آخر تذهب اليه |
Gidecek hiçbir yeri yok. Hiçbir yere gidemezse, nereye gidecek? | Open Subtitles | ليس لديها مكان تذهب إليه أين إذاً تذهب؟ |
- Gidecek başka bir yeri yok, baba. - Annesi nerede? | Open Subtitles | ـ ليس لديها مكان آخر لتولج له، أبي ـ أين والدتها؟ |
Belki gidecek bir yeri kalmamıştı, belki de çok yorgundu çünkü yatıverdi ve uyudu ve uyudu, sanki yıllardır uyumamış gibi. | Open Subtitles | ربما لأنها ليس لديها مكان آخر أو ربما لأنها مُتعبة لأنها ذهبت للفراش ونامت ونامت |
Belki gidecek bir yeri kalmamıştı, belki de çok yorgundu çünkü yatıverdi ve uyudu ve uyudu, sanki yıllardır uyumamış gibi. | Open Subtitles | ربما لأنها ليس لديها مكان آخر أو ربما لأنها متعبة لأنها ذهبت للفراش ونامت ونامت |
Aslına bakarsan bu hayat dolu insanın benim kalbimde de özel bir yeri var. | Open Subtitles | في الحقيقة هذه المخلوقة البشرية لديها مكان خاص |
Yani, bir yeri var, aslında ona sosyal yardımdan bir ev tahsis etmişler, ama ev serseriler tarafından işgal edilmiş. | Open Subtitles | أعنى,هى لديها مكان لقد حجزوا لها فى مساكن الايواء ولكنها ممتلئة بالمهاجرين غير الشرعيين |
Yeni bir evi olduğunu söylediğimde büyükannem çok sevinecek. | Open Subtitles | جدتّي ستحبه عندما أُخبرُها أن لديها مكان جديد للعَيْش ، اللّيلة |
Gidecek başka yeri yok herhalde. | Open Subtitles | اعتقد بأنه ليس لديها مكان تلجأ اليه |
Gidecek hiçbir yeri yok. | Open Subtitles | حسناً ليس لديها مكان آخر للذهاب اليه. |