Hindistan ve Pakistan arasında sadece Hindistan'ın anti-füze sistemi var. | Open Subtitles | بين الهند وباكستان فقط الهند لديها نظام مضاد للصواريخ الذي |
Su nakledeceğimize, ve bu iş için insan gücü kullanacağımıza, Doğa Ana'yı kullanalım. Harika bir sistemi var. | TED | بدلاً عن شحن المياة، وإستخدام عملية معالجة بواسطة الأيدي لفعلها، لنستخدم الطبيعة الأم. إن لديها نظام رائع. |
Kısa vadede Connie yas tutacaktı ama onun destek sistemi var. | Open Subtitles | كوني كانت ستحزن على المدى القصير، لكن لديها نظام دعم |
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | {\pos(192,215)} "الحكومة لديها نظام سري" |
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | "أنتَ مُراقب" "الحكومة لديها نظام سري" |
Tuvaletlerin içleri, gerçekten benzer ekosistemlere sahiptir. ve sınıfların içleri onlar da benzer ekosistemlere sahiptir. | TED | اذا نظرتهم الى دورة المياه من الداخل، جميعها لديها نظام بيئي متشابه، و اذا نظرتهم الى الفصول الدراسية من الداخل،، هؤلاء أيضاً لديهم نظام بيئي متشابه. |
Tüm telefonlarda GPS izleme sistemi var. Birbirlerine bağlılar. | Open Subtitles | جميع الهواتف لديها نظام تحديد المواقع، إنه الخيط الذي سيوصلنا إليهم. |
Hastanenin hapishane bölümünün özel güvenlik sistemi var. | Open Subtitles | قسم السجن في المشفى لديها نظام الأمن الخاص |
Bildiğimiz kadarıyla,Musa'nin yedek bir sistemi var ve takipçilerine bu mesajın sahte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لاننا نعرف جميعا، موسى لديها نظام النسخ الاحتياطي وانه قال أتباعه بأن رسالتنا هي وهمية. |
Şimdi, her yerde okumada Amerika'dan daha iyi olan kaç tanesinin resmi bir sistemi var öğretmenlerin gelişimine yardım etmek için? | TED | ومن بين جميع الدول التي تقوم بعمل أفضل من الولايات المتحدة في القراءة، كم منها لديها نظام رسمي لمساعدة المدرسين على التحسن؟ |
Tabi asansörlerimizin özel kilit sistemi var. | Open Subtitles | المصاعد بالطبع لديها نظام أقفال. |
Yani, köşedeki dükkânda kartınıza dokunuyorsunuz, veri akışı çok sayıda şirket üzerinden gerçekleşiyor, bunların her birinin kendi bilgisayar sistemi var, ki bazılarının bu salondaki birçok kişiden eski, 1970'den kalma ana sistemleri mevcut ve üç gün sonra bir mutabakat sağlanıyor. | TED | أعني، تدخل بطاقتك في زاية المتجر، ينتقل بعدها تيار من المعلومات في شكل ثنائي عبر عشرات الشركات، كل منها لديها نظام الحاسوب الخاص بها، بعضها حواسيب تعود للسبعينيات أكبر من عديد الأشخاص في هذه الغرفة، بعدها بثلاثة أيام، تتم التسوية. |
Merkezin kendi propan sistemi var. | Open Subtitles | المحطة لديها نظام غاز خاص بها |
Devletin gizli bir sistemi var. | Open Subtitles | الحكومة لديها نظام سرّي... آلة... |
-Arabada GPS sistemi var. | Open Subtitles | - "سيارتك لديها نظام "جي بي إس . |
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | الحكومة لديها نظام سرّيّ... آلة... |
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | الحكومة لديها نظام سرّي... آلة... |
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | الحكومة لديها نظام سري |
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | الحكومة لديها نظام سريّ |
Devletin gizli bir sistemi mevcut. | Open Subtitles | .. الحكومة لديها نظام سّري |
Birbirlerine bitişik sınıflar, benzer ekosistemlere sahipti, fakat daha uzak mesafedeki bir ofise giderseniz, ekosistemin tamamen farklılaştığını görürsünüz. | TED | اذا نظرت الى الفصول الدراسية المجاورة، لديها نظام بيئي شبيه جداً، لكن اذا ذهبت الى مكتب والذي هو في أبعد مسافة مشي، النظام البيئي في الواقع مختلف. |