| Kendi sorunları var zaten, hastalıktan uzak durmak gibi. | Open Subtitles | لديهم مشاكلهم الخاصة، مثل تفادي العدوى بأنفسهم. |
| Tamam Alabama erkeklerinin sorunları var ama hepsi balık tutan ve araba tamir eden odunlar değiller. | Open Subtitles | نعم أن رجال ألاباما لديهم مشاكلهم و لكن ليس جميعهم يصطادون الأسماك و يصلحون السيارات |
| Dostum, herkesin sorunları var. | Open Subtitles | يا رجل، الجميع لديهم مشاكلهم |
| Herkesin sorunları var. | Open Subtitles | الجميع لديهم مشاكلهم |
| Evet, olacak. Bak, sorunları var. | Open Subtitles | -أجل، بالطبع، إنّ لديهم مشاكلهم . |