Bir kuyruğu var. Tam da tabiatı çözdüğünüzü sandığınızda böyle bir şey oluveriyor. | TED | لديه ذيل. فما أن تعتقد أنك قد فهمت الطبيعة يحدث مثل هذا الأمر |
Beşinci bir bacak işlevine sahip aktif bir kuyruğu var. Dengesini kurmasına yardımcı oluyor. | TED | لديه ذيل فعال يعمل كرجل خامسة وتساهم في التوازن |
Turk'e söyle. Anlaşıldı. Bebeğinin bir kuyruğu varmış. | Open Subtitles | حسناً، طفلك لديه ذيل |
Catherine Deneuve'nun da kuyruğu varmış. | Open Subtitles | كاثرين Deneuve-- لديه ذيل. |
West Bengal'da 33 santimetre uzunluğunda kuyruğu olan adam var. | Open Subtitles | ثمة رجل في (البنغال الغربية) لديه ذيل طوله 33 سنتيمتر |
Organı sülfür kokuyordu... ve kocaman bir fare kuyruğu vardı. | Open Subtitles | عضوه تفوح منه رائحة الكبريت وكان لديه ذيل جرد كبير |
Yoksa siz modern şeytanın, kükürt koktuğunu ve tüylü kuyruğu olduğunu mu sanmıştınız? Gerçekten böyle mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتظن بأن الشيطان في هذه الأيام ما تزال تفوح منه الرائحة النتنة أو مازال لديه ذيل طويل ؟ |
O, siyah beyaz kedinin kısa kuyruğu var. | Open Subtitles | ذلك القط باللون الأبيض ...والأسود لديه ذيل قصير |
Korkunla yüzleş. Burada ufak bir kuyruğu var. | Open Subtitles | واجهي خوفك ان لديه ذيل لطيف |
Ron'un spinal menenjiti ve doğuştan kalma bir parça kuyruğu var diye kendilerini çok bir şey sanıyorlar. | Open Subtitles | يظنّون بأنهم رائعين فقط لأن (رون) كان لديه ذيل بشريّ وإلتهاب سحايا شوكي |
Bak! O çocuğun kuyruğu var. | Open Subtitles | .انظر، ذلك الطفل لديه ذيل |
Olivier'ın da kuyruğu varmış. | Open Subtitles | أوليفيير) يُفترض أن لديه ذيل). |
Kısa kuyruğu olan. | Open Subtitles | لديه ذيل قصير |
Çocuğun kuyruğu vardı. Fark etmemiş gibi mi davranmalıydım? | Open Subtitles | الطفل كان لديه ذيل , هل كان من المفترض أن أدعي أنني لم انتبه ؟ |
Bu arada, herkese benim randevumun kuyruğu olduğunu hatırlatabilir miyim? | Open Subtitles | ومع ذلك، أود أن أذكر الجميع ذلك التاريخ بلدي لديه ذيل. |