DVD oynatıcısında araba programlarından başka bir şey yok, demek ki... | Open Subtitles | ليس لديه سوى برامج السيّارات النادرة على مُسجّله الرقمي، لذا... |
Corey'in itirafı konusunda ona özendiği için yalan söyleyen bir hücre arkadaşından başka bir şey değil. | Open Subtitles | سجين ليس لديه سوى حافز للكذب بشأن إعتراف (كوري). |
Dolabında papyondan başka bir şey yok! | Open Subtitles | ليس لديه سوى هذه البابيونات |
Buraya geldiğinden beri bizi oyuna getirmekten başka bir şey yapmadı. | Open Subtitles | فليس لديه سوى الخدع منذ وصل |