Golf kulübündeki dolabında... avcı bıçağı gören bir tanığı var. | Open Subtitles | لديه شاهد يدّعي أنه شاهد سكّين صيد في خزنتك بالنادي الريفي |
Biliyor musun, bu hiç adil değil, sadece doğruyu söylediğinde salıverilmesini sağlayabilecek bir görgü tanığı var. | Open Subtitles | أتعلم, والأمر الغير عادل كليّاً هو أن لديه شاهد بحجة غيابه والذي يمكنه إخراجه إذا قال الحقيقة وحسب |
Oysa davacının tek bir tanığı var. | Open Subtitles | بينما الإدعاء لديه شاهد واحد فقط |
Bir söylentiye göre Chris'in çok kilit bir tanığı varmış. | Open Subtitles | يوجد تلك تتداور تقول بأن ، كريس لديه شاهد قاتل |
Cameron'ın bir tanığı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن (كاميرون) لديه شاهد |
Cameron'ın bir tanığı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن (كاميرون) لديه شاهد |
Bir görgü tanığı varmış. | Open Subtitles | لديه شاهد عيان... .. |