Şu Bobby denen adama bir bak, giyimi kuşamı yerinde, gıcır gıcır, iyi bir işi var, sen de böyle olabilirdin. | Open Subtitles | الأن انظر إلى ذلك الرجل بوبي قماشه مطوي بشكل جيد لديه عمل جيد وصفارة كان من الممكن أن تكون أنت مكانه |
Asla şan şöhret sahibi olamayacak çünkü çok sıkıcı bir işi var. | Open Subtitles | انه لا يستطيع فعل اى شئ للعالم لانه لديه عمل حقيقى ممل |
Öyle, efendim. Morali gayet yerinde çünkü yapacak işi var. | Open Subtitles | أنه بخير سيدي , أنه يتنفس الصعداء لأن لديه عمل |
Geçemezsem, Tanrı'nın benim için başka işleri var demektir. | Open Subtitles | وان لم اجتاز فهذا يعني ان الله لديه عمل آخر لي |
Bugün onunla sokakta karşılaştık, Rachel'a bir iş verebileceğini söyledi. | Open Subtitles | صادفناه في الشارع اليوم وقال إنه ربما لديه عمل لها |
Yalnız kaldığı bir yerde ya da kişiliğine zarar veren bir yerde çalışıyor olması odukça muhtemel. | Open Subtitles | من الواضح انه يائس من معاملته بهذا الشكل من الممكن جدا ان لديه عمل يشعره بالوحدة |
Bir aile babasıydı ve iyi bir işi vardı. İntihar etmesi için sebep yoktu. | Open Subtitles | كان صاحب عائله لديه عمل جيد ولا يوجد سبب ليقتل نفسه |
Herkesin evine güç sağlayabilecek yeterli miktarın olması için, sisteme gelen bütün elektriği gözlemlemek gibi önemli bir işi var. | TED | لديه عمل مهم في مراقبة جميع الكهرباء القادمة الى النظام للتاكد من ان هناك طاقة كافية لجميع المنازل |
Kim... kimin sabit bir işi var düzenli bir işi, birkaç dolar kime dokunmaz? | Open Subtitles | من .. من لديه عمل مستقر, عمل قانونى قليل من المال لا أحد يستطيع لمسه ؟ |
Babamın orada bir işi var. Bir tür haşhaş pazarlığı. Bana bir şey söylemiyor. | Open Subtitles | ووالدي لديه عمل هناك الأسبوع القادم نوعا ما من الأعمال لايرد أن يخبرني بها |
Bence bazılarımızın sınıfa gitmesi lazım, bazılarımızın ise işi var. | Open Subtitles | أعتقد أن بعضنا لديه صفّاً والبعض الآخر لديه عمل |
- O Madrid'te kaldı, çok işi var. | Open Subtitles | كيف حال باكو؟ بخير. لقد بقي في مدريد.لديه عمل كثير |
Daniel bir gruba katılıyor kütüphanede kitap istifleme bölümünde harika bir işi var ve annem küçük çocuklar için dans dersi vermeye başladı. | Open Subtitles | يعيش الآن مع مجموعة لديه عمل في المكتبة وأمي بدأت بتدريس الرقص للأطفال |
Başkanın bütün bir Pazar gününü lunaparkta geçirmekten daha önemli işleri var. | Open Subtitles | الرئيس لديه عمل أكثر أهمية من قضاء يوم الأحد بالكامل في حديقة ألعاب. |
Seyircilerin içinden bazılarınızın işleri var bazılarınızın ise kariyeri. | Open Subtitles | أنتم في الجمهور بعضكم لديه عمل والآخر لديه مهنة |
Bir arkadaşım var... sana bir iş verebilir. Lobi işinde. | Open Subtitles | لدي صديق، قد يكون لديه عمل لك في عمل اللوبيات |
- Hayır, ödül avcıları Tacoma için çalışıyor. | Open Subtitles | -لا.. ولكن لديه عمل ويريد الخروج من تاكوما |
Kutsal Topraklar'da işi vardı. | Open Subtitles | . كان لديه عمل في الأرض المقدسة |
İnşaat sahasının birinde bir iş buldu. İşe sarhoş gittiği için kovuldu. | Open Subtitles | و لديه عمل في موقع أنشاء و قد طرد لرؤيته يشرب |
Üzgünüm tatlım, baban bir işin ortasında. Ama annen seni götürecek. | Open Subtitles | آسف يا عزيزتي والدكِ لديه عمل والدتكِ ستعتني بكِ |
Hiçbir sorun olmaması gerekiyor, ...valilik makamıyla işi olan müvekkilleri istemediğiniz sürece, ...ve vali ile olan ilişkiniz müvekkillerinizi çekmek için kullanılmamalı. | Open Subtitles | لا يفترض أن يوجد أي مشكل هناك طالما أنك لن تقومي بإغراء زبون عمدا الذي لديه عمل مع مكتب الحاكم |
Burda hiçbirimizin işi yok. | Open Subtitles | لا أحد منا لديه عمل |