"لديّ سبب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sebebim var
        
    • nedenim var
        
    • bir nedenim
        
    • bir neden
        
    • nedenim yok
        
    • sebeplerim var
        
    • sebep yok
        
    • sebebim yok
        
    • inanmaktayım
        
    • gerekçem yok
        
    • için bir sebebim
        
    Hayır, hayır, Bı gece için çok üzgünüm, ama iyi bir sebebim var. Open Subtitles لا, لا أنا آسفة بشأن الليلة ولكن لديّ سبب جيد
    Birkaç senedir gitmedim, ama şimdi gitmek için bir nedenim var. Open Subtitles لم أذهب منذ بضعة سنين، ولكن الآن لديّ سبب يجعلني أذهب
    Belki onu sevmem için bir neden yok ama seviyorum. Open Subtitles ربّما ليس لديّ سبب لمحبّة ذلك الشاب, إلا أني أحبّه
    Ama çocukları ondan koparmak için yeterince iyi bir nedenim yok. Open Subtitles ليس لديّ سبب وجيه لأخذ الأولاد بعيداً عنه
    Ama soruşturduğum cinayetlerle ilgisi olduğunu düşünmek için sebeplerim var. Open Subtitles لكن لديّ سبب يدعوني للإعتقاد بأنه كان متورّطاً في جرائم القتل التي كنتُ أحقّق فيها
    Benim de bir sebebim var, ufak kurt. Open Subtitles أجل، أنا أيضًا لديّ سبب أيَّتها الذئبة الصغيرة
    Bir hayalim, görevim, yaşamak için bir sebebim var benim! Open Subtitles لديّ حلم، لديّ مُهمة لديّ سبب للعيش
    Sizi erkenden yataktan kaldırmak için çok iyi bir sebebim var. Open Subtitles لديّ سبب مهم جداً
    -Çünkü yürümüyor. -Bu seferki için bir nedenim var. -Güven bana Open Subtitles لأنها الحقيقة، بأية حال لديّ سبب وجيه لقول ذلك، صدقيني
    Ama biraz yardıma ihtiyacınız olduğuna inanmak için nedenim var. Open Subtitles لكن لديّ سبب للإعتقاد أنّك قد تحتاج لبعض المُساعدة.
    ...emirlerine uymamak için iyi bir nedenim olduğunu bilmesini istiyorum. Open Subtitles فأنا أريدهم أن يعرفوا أنّي لديّ سبب وجيه لعدم إطاعتهم
    Seninle beraber olmak için bir neden istiyorum sen söyle. Open Subtitles الآن يجب أن يكون لديّ سبب كي أريد أن أكون معكِ؟
    Bunu saklamak için de bir nedenim yok. Yanlış bir şey yapmadım sonuçta. Open Subtitles وليس لديّ سبب لإخفاء ذلك لم أفعل أي شيء خاطئ
    Eh, gayet ikna edici sebeplerim var. Açık konuşalım. Karın çok çekici bir kadın. Open Subtitles حسناً ، لديّ سبب مقنع لنواجه الأمر ، زوجتك مثيرة
    Güvenmem için bir sebep yok. Open Subtitles ليس لديّ سبب يدعوني لذلك.
    Kalmak için hiçbir sebebim yok. Open Subtitles ليس لديّ سبب لكي أبقى هنا
    Şirketimde bazı dürüst olmayan işler döndüğüne inanmaktayım. Open Subtitles لديّ سبب للإعتقاد أنّ هناك بعض الأنشطة المُريبة التي تجري في شركتي.
    O yüzden artık onu yenecek gerekçem yok. Open Subtitles وعليه، لم يعُد لديّ سبب لهزمه.
    Belki önceden sana yardım etmek için bir sebebim vardı ama sabah senin de söylediğin gibi, artık bitti. Open Subtitles ربما يجب أن يكون لديّ سبب لأكون في جانبك, لكن كما قلت هذا الصباح, لقد أنتهينا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more