Aslında okul ücretini ödemek için yaptığım stajlar ve çalıştığım yarı zamanlı işler dışında bu ilk gerçek işim. | Open Subtitles | في الحقيقة ,بعض الزمالات التدريبيةِوأعمال جزئية لدَفْع ثمن المدرسةِ، هذا عملي الحقيقي الاول |
Devlet sağlık sigortalarını ödemek zorunda. | Open Subtitles | - الحاجات الحكومية لدَفْع ثمن التأمين الصحي. |
Parasını ödemek için deli gibi çalışman gerekecek biliyorum. | Open Subtitles | الآن، أنت من المحتمل سَيكونُ عِنْدَكَ لعَمَل بكل جهد لدَفْع هذا الشيءِ مِنْ... |
Umarım dağıttıklarını ödemeye de programlanmışsındır. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك مُبَرمَج لدَفْع ثمن الفوضى التى صنعتها. |
Sahtekar Federal Rezerv Bankası tarafından üretilen paranın, faiz borcunu ödemeye harcanıyor, aslında var olmayan bir sisteme. | Open Subtitles | يَذْهبُ لدَفْع الفائدةِ على العملةِ أَنْ يُنتَجَ بالمصرف الإحتياطي الفدرالي المحتالِ، أي نظام الذي لَيْسَ مِنْ واجِبهِ أَنْ يَجدَ مطلقاً. |
Senin bile bunun karşılığını ödeyecek kadar paran yoktur. | Open Subtitles | لا أعتقدُ بأنك لديك مالُ كافيُ لدَفْع ذلك. |
Kurbanlar, fidyeyi ödeyecek kadar da zenginler. | Open Subtitles | هم أغنياء بما فيه الكفاية لدَفْع الفديةِ |
Sayın yargıç, müvekkilim şatonun bedelini ödemek için... uzaklarda harıl harıl çalışırken, karısının faaliyetlerinin... tamamen fedakar olmadığına işaret ediyor. | Open Subtitles | حضرتك، زبوني يؤدي النقطةَ ببساطة بينما هو كَانَ بعيداً العَمَل بشدّة لدَفْع ثمن القلعةِ نشاطات زوجته قَدْ لا تكون إيثاريه كليَّاً |
Bu yüzden ben de onların hayat sigortası parasını okul harcını ödemek için kullandım. | Open Subtitles | لذا , uh، إستعملتُ تأمينهم على الحياةَ المال لدَفْع ثمن التعليمِ. |
Chuy'un kefaletini ödemek için hiçbir zaman 5,000 doları olmamış. | Open Subtitles | هي ما كَانتْ 5,000$ لدَفْع كفالةِ Chuy. |
Sahtekar Federal Rezerv Bankası tarafından üretilen paranın, faiz borcunu ödemeye harcanıyor, aslında var olmayan bir sisteme. | Open Subtitles | إنه يَذْهبُ لدَفْع الفائدةِ على العملةِ التي تصكّ في المصرف الإحتياطي الفدرالي الإحتياليِ و هو نظام ٌ,لم يكن من الداعي وجوده,على الإطلاق |
Parası gidecek. Ama bir bedel ödemeye hazır. | Open Subtitles | لَكنَّه مستعدُّ لدَفْع الثمنِ |
- tabi ki.birinin sevgi dolu koca yüreği... diğerinin tüm faturaları ödeyecek koca bir cebi var. | Open Subtitles | - بالطبع. واحد قلبة كبير... والاخر لة جيب كبير لدَفْع الفواتيرِ. |