33 yıldır devlet okullarında öğretmenlik yapıyorum, bu sebeple biliyorum ki bildiklerini paylaşmadan önce bilmediğini itiraf etmelisin. | TED | أنا أدرّس في المدارس الحكومية منذ 33 عام. لذا أعلم أنّ عليك أن تُقرّ بما لا تعلم قبل أن تشارك ما تعلم. |
Fısıldaşmanızı duydum çocuklar. Orada olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | ، أستطيع سماع همسكم، يا أطفال لذا أعلم بأنّكم بالأسفل |
O kadar mutlu ki, hep şimdiki gibi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لقد بدوا سعيدان جداً, لذا أعلم انه لم دائماً كما هو الآن. |
Bu yüzden senin için, görüşme ayarlayabilmek kolay değildi biliyorum sana teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | .لذا. أعلم بأن كان ذلك ربما أمراً هام بالنسبة إليكِ للحصول على تلك المقابلة |
Bir çok iyi adam kaybettim. Bir gazinin hislerini iyi bilirim. | Open Subtitles | فقدت العديد من الرجال الجيدين, لذا أعلم من أنت و بماذا تشعر. |
Hava guzel olmali, yani... biliyorum, gec duyuru ve hepsi, ama... | Open Subtitles | الطقس سوف يكون جميل لذا أعلم بأنه ملاحظه متأخرة |
Sen altı yaşındayken, arkandan seninle oynarken, ...parmağını kırdım, nasıl hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا قد كسرت أصبعك الصغير ببكره من الخلف عندما كنت في السادسه لذا أعلم كيف تشعر |
Ben zaman yolcusuyum. Senin kadının olarak fazla kalmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | أنا مسافر عبر الزمن لذا أعلم إنّها لن تكون فتاتك لكثير من الوقت |
biliyorum, erkek olduğu için, çok kolay olmayacak. | Open Subtitles | أنهُ رجل ، لذا أعلم بأن الأمر لن يكونٌ سهلاً |
Benim gibilerin nelere bakacağını bildiğim için neleri gizleyeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | ،أعلم مايبحث عنهُ الأشخاص اللذينَ هم مثليّ لذا أعلم كيفَ أقوم بِتغطيته |
Siz bu düşük eğitim kurumunda saklanan ve saklanamayan her kirli çamaşırı biliyorsunuz o yüzden o rehberin yerini bildiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أنتما تعلمان أين تُدفن الاجساد وأين تحيا الجثث في هذه المؤسسة للتعليم الدنيء لذا أعلم أنكما تعلمان أين مكان دليل الهاتف. |
Sayı saymayı bildiğini biliyorum çünkü son derece zeki bir insansın bu yüzden yanlış anladığını falan düşünmüyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه يمكنك عد الأرقام لأنك شخصٌ ذكي لذا أعلم بأنه ليست مشكلة في العد |
Son üç yılımı sanat okulunda kompozisyon çalışarak geçirdim o yüzden ne, nerde, nasıl iyi durur, biliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ قضيت آخر ثلاث سنوات في مدرسة الفن أدرس التركيب لذا أعلم كيف وأين تبدو الأشياء رائعه |
Bu kötü yerdeki enfeksiyonla alakalı bişiler biliyorum. | Open Subtitles | لذا أعلم قليلا حول التقرحات في الأماكن السيئة. |
Babam bu adamlardan bahsetmişti bu adamların doğalarından onların gösterdiği nezaketin her hâli bir zamanlar oldukları adamların kısa görüntüleri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | والدي أخبرني عن هؤلاء الرجال، عن طبيعتهم، لذا أعلم أن أي مظهر تحضر منهم |
Her zaman yanım da olup beni kolladığını biliyorum. | Open Subtitles | لذا أعلم أنكِ كنتِ فقط تهتمين بي |
O yüzden kadına yakışanı bilirim. | Open Subtitles | و كانت لا ترتدي الرداء ، لذا أعلم الذي يعمل |
Bu yüzden bazen yalan söylemek zorunda kaldığını gayet iyi anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لذا أعلم ربما هذا الشعور كيف يكون، يجب عليك تلفيق أشياء أحـيانا. |
Bir çok iyi adam kaybettim. Bir gazinin hislerini iyi bilirim. | Open Subtitles | فقدت العديد من الرجال الجيدين, لذا أعلم من أنت و بماذا تشعر. |