"لذا إنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • o yüzden
        
    • yani
        
    Rutin çünkü bu tarz ziyaretleri hep yapıyoruz, o yüzden benim için rutin. Open Subtitles الروتين في هذا أننا نجري هذه الزيارات طوال الوقت، لذا إنه روتين بالنسبة لي
    Eğitmeni benim, o yüzden... - Buralar Koç'un eseri. - Bir şey yok ki orada. Open Subtitles -أنا مدربه، لذا إنه كالمنزل الذي بناه المدرب هنا
    Venessa da kar fırtınasına yakalandı o yüzden Vegas'a sadece babam ve Hugo gidiyor. Open Subtitles فانيسا" لديها ثلج ايضاً" لذا إنه أبي و "هيوجو" فقط الذين سيذهبون لفيجاس
    yani bana göre bu bir ayrıcalık ve aynaya baktığım zaman, gerçekten kendimi görmüyorum. TED لذا إنه عمل مميز, وعندما أنظر لنفسي بالمرآة, إنني حقاً لا أرى نفسي.
    yani onun yerine gitmen yerine, o buraya geliyor, peki. Yoksa gemi yeterince temiz değil mi? Open Subtitles لذا إنه سيأتيك هنا في مكانك بدلاً من الذهاب إليه حسناً ، هل السفينة ليست نظيفة بما فيه الكفاية؟
    Bir yemin ettim. o yüzden insanları iyileştirmek benim işim. Open Subtitles لقد أقسمت، لذا إنه واجبي أن أعالج الناس
    o yüzden daha çok benim tipim. Open Subtitles لذا إنه من نوعي أكثر.
    Ama insanları ispiyonlamayı severim, o yüzden onu Fry çaldı! Open Subtitles ...لكني أحب الوشاية لذا إنه فراي
    o yüzden benim görevim artık ne kadar tuhaf, çılgın Charles fikri olursa olsun ona destek olmak. Open Subtitles لذا إنه من واجبي دعمه مهما كانت أفكار (تشارلز) المجنونة والغريبة التي لديه
    o yüzden artık o sizin sorumluluğunuzda. Open Subtitles لذا إنه مسؤوليتكم الآن
    Bu benim itibarımla ilgili, o yüzden ben karar vereceğim. Open Subtitles إنها سمعتي لذا إنه قراري
    yani, sadece bir anlığına öne çıktı, ama kesinlikle Daniel'dı. Open Subtitles لذا , إنه صعد لدقيقه لكنه * دانيال * بالتأكيد
    Sen En son aradığınız numarayı l idi. yani sadece... Open Subtitles و أنت كنت الرقم الأخير .. الذي اتصلت به ، لذا إنه فقط
    İşler kontrolden çıktığı için üzgünüm, ve iğneyi vurunduğum için hapse gideceğimi biliyorum, yani bunu söylemek için muhtemelen yanlış bir zaman, ama... bana söyledikleriniz doğruysa, oyunu oynamak, belki de buna değdi. Open Subtitles أَنا آسف أن الأشياء أصبحت خارج عن السيطرة وأنا أعرف أني سأسجن لأخذ الإبرة لذا إنه الوقت الخاطئ لقول هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more