O yüzden sen Gölgeler Kitabı'ndaki tılsımı okuduğunda, o geldi. | Open Subtitles | لذا عندما قرأت التعويذة في كتاب الظلال ، هو أتى |
O yüzden yarın işten döndüğümde seni burada görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لذا عندما أعود من العمل غداً أريدك أن تكون ذاهباً |
O yüzden "İvme nedir?" diye sorduğumda hemen rakamları düşünmeyin. | Open Subtitles | لذا عندما اسأل, ماهو التسارع؟ لا تفكرو في الحال بالارقام |
Bu yüzden bir başkasının benim yerime geldiğini duyunca kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | لذا عندما اسمع ان شخص آخر ..كَانَ يَرْقصُفيمكانِي. ابدوا في حالة سيئة. |
Bu yüzden oraya vardığımızda, beni izleyin ve dikkatli olun. | Open Subtitles | لذا عندما نصل إلى هناك اتبعوا خطاي و انتبهوا جيداً |
Kendini tekrar ederken, aynı kelimeleri ve kalıpları kullanıyor Böylece insanların bunları unutmamasını ve hatırlamasını sağlıyor. | TED | لذا عندما كان يكرر كلامه، كان يستخدم نفس الكلمات والعبارات، لذا يستطيع الناس تذكرها. |
Böylece, "sempatik sihir" terimine tıkladığımda sempatik sihir ve vudu bebeklerine ulaştım. | TED | لذا عندما أضغط على "السحر العاطفي" أحصل على السحر العاطفي ودميات المشعوذين |
Yani ne zaman asansör genel bakıma girse insanlar kardiyovasküler efor sarfetmeye zorlanıyor ve iş bitene kadar bu sorunu çekmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لذا عندما يكون هناك شيء روتيني مثل صيانة المصاعد والناس مجبرة على بذل جهد بالقلب والأوعية الدموية وعلينا المقارنة في نهاية الوقت |
O yüzden biri senin kaçırdığın kadar ders kaçırınca yetişmesi zor oluyor. | Open Subtitles | لذا عندما يتغيَّب أحدهم كثيراً مثلكِ فلن يستطيع النجاح |
Bir de, televizyonu bozuk, O yüzden, birbirinizi yemeye başladığınızda onu da uyandırın ki seyredebilsin. | Open Subtitles | تلفازه مكسور, لذا عندما تبدأن بالشجار أقل مايمكنكما فعله هو إيقاظه ليشاهد |
O yüzden senin gibi birini gördüğü zaman, köle olmak için can atan birini bu Max'i içten içe öldürüyor. | Open Subtitles | لذا عندما ترى شخص مثلك، متحمس ليكون عبداً، يريد ذلك فهذا يقتلها من الداخل |
O yüzden uyandığın zaman, aileni al, bavullarını topla, ve bu şehirden yok ol. | Open Subtitles | لذا .. عندما تستيقظ .. خُذ عائلتك وأحزم حقائبك .. |
O yüzden bu çocuklar büyüyünce, üzüntülerini hangi yollardan ifade eder? | Open Subtitles | لذا عندما يكبرهؤلاء الأولاد يفكرون ماذا يفعلون للتعبير عن حزنهم |
O yüzden seni takdim ettiğimde izleyenlerle konuşmaktan korkma. | Open Subtitles | ,لذا عندما اشركك .لا تخف من التكلم للمستمعين |
Bakın, ben günde on saat çalışıyorum Bu yüzden eve geldiğimde, yorgunluktan ölüyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعمل عشر ساعات فى اليوم. لذا عندما أعود للمنزل أكون مرهقاً. |
Bu yüzden, Danimarka'da üç eser kaybolunca ne olacağını sormanız beni incitiyor. | Open Subtitles | لذا عندما تسألنى ماذا سيحدث عندما يكتشفون غياب ثلاث قطع فى الدنمارك |
Bu yüzden bana bir şeyi yapamayacağımı söylediğinde rahatsız oldum. | Open Subtitles | لذا عندما قال أنني لا أستطيع فعل شيء، أزعجني ذلك. |
Yüzeyde, kalın bir kuru ot tabakası oluşturuyoruz, Böylece dışarısı sıcakken toprak nemli kalıyor. | TED | على السطح، ننشر طبقة سميكة من النشارة، لذا عندما يكون الجو حاراً في الخارج تكون التربة رطبة من الداخل. |
Böylece etrafınızda dönerken farklı renkler görürsünüz. | TED | لذا عندما تقوم بالدوران حولها ترى ألوان مختلفة. |
İşte Bu yüzden savunmamızı çalışmamız gerek Böylece bir dahaki karşılaşmamızda, iblis eti alabilelim. | Open Subtitles | لهذا السبب علينا التمرُّن على الهجوم المعاكس، لذا عندما يظهر في المرّة القادمة فسنأخذ قطعةً من لحمه، |
Yani ne zaman gelirse o motor sesini duyarım. | Open Subtitles | لذا عندما يأتي اسمع ذلك المحرك الصغير |
Yani zamanı gelince sen defol demeden önce kendim gidebilirim. | Open Subtitles | لذا عندما يحين الوقت قبل ان تطلب مني المغادرة اظن انني سأرحل اولا |
yani bir film izlediğinizde ve filmde telefon çaldığında, aslında telefon çalmıyor. | TED | لذا عندما تشاهد فيلمًا ويرنّ هاتفٌ ما، إنّه لا يرنّ حقيقةً. |