Tesadüffen tam olarak bir yıl sonra tekrar New York'taydık bu yüzden aynı resmi çekmeye karar verdik. | TED | من قبيل المصادفة كنا في العام الذي تلى ذاك في ذات الفترة في نيويورك أيضاً لذا قررنا أن نلتقط ذات الصورة |
Savurganlık yapıp, o hafta on dakika konuşmaya karar verdik. | TED | لذا قررنا أن نبذر، لذا قررنا أن نتحدث عشر دقائق ذاك الأسبوع. |
Böylece bir bağlantı kurmak için verileri kullanmaya karar verdik Samantha ve onu aşağıdan izleyen tüm insanlar arasında | TED | لذا قررنا أن نستخدم البيانات لخلق اتصال بين سامانثا وكل الناس التي تحدق بها من أسفل. |
Spor fikrine bakmaya karar verdik ve aynı zamanda HIV/AIDS yardım merkezi işlevi görecek bir gençlik spor merkezi kurduk. Kız takımının koçları aynı zamanda eğitilmiş doktorlardı. | TED | لذا قررنا أن ندرس فكرة الرياضة وأن نؤسس مركز رياضية للشباب الذي كان في نفس الوقت مركز توعية للإيدز. وكانوا المدربون الرياضيون لفريق البنات أطباء مدربين أيضا |
Bizde, yetenekli bir koruma kiralamaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا, قررنا أن نحاول ونعين حارس خاص ماهر. |
Halıyı otelde bırakmaya ve eve döndüğümüzde gönderilmesine karar verdik. | Open Subtitles | لذا قررنا أن نترك السجادة في الفندق وننتظر أن يرسلوها لنا عندما نصل إلى منزلنا |
Randy'nin bavulunun çekme ipleri koptuğundan dolayı, aynı şeyin benim başıma da gelmesini istemedim ve doğru dürüst bir çanta almaya karar verdik. | Open Subtitles | .. بما أن مقبض حقيبة راندي قد كُسر و لا أودّ حدوث الشيء نفسه لي لذا قررنا أن نأخذ حقيبة سفر مناسبة |
Telefondaki kadın ailemi tehdit etti, sonra kefalet vermeye karar verdik. | Open Subtitles | السيدة على الهاتف هددت عائلتي، لذا قررنا أن نهرب |
İşler ciddileşmeye başlamıştı, başka birileriyle takılana kadar birbirimizi görmemeye karar verdik. | Open Subtitles | كلا، الأمور تفقامت بيننا، لذا قررنا أن لا نرى بعضنا الآخر، حتى نضاجع آخرين |
Aile bir teşekkür kartı göndermek istiyor ve bir adres bırakmamış da izde çiçekçiyi aramaya karar verdik. | Open Subtitles | العائلة أرادت إرسال بطاقة شكر وهو لم يترك عنواناً لذا قررنا أن نتصل ببائع الزهور |
O noktada Teşkilat'ın operasyon kayıplarından çektiklerini konuştuk. Ve bilenlerin sayısının az olmasına karar verdik. | Open Subtitles | ناقشنا خسائر العمليات التي عانت منها الوكالة ذلك اليوم لذا قررنا أن يبقى الأمر معروفا بين قلة من الناس |
Biz de onu çok yakından takip edip izlemeye karar verdik ve gözümüzü bir an olsun üzerinden ayırmadık. | Open Subtitles | لذا قررنا أن نلاحقها ونراقبها عن كثب ولم ندعها تغيب عن ناظرينا لدقيقة واحدة. |
Mitinge geç kaldım, taksiye binmeye karar verdik. | Open Subtitles | وكنت متأخرًا عن اجتماع لذا قررنا أن نلوح لسيارة أجرة |
Bu yüzden biz de sinekleri piknik masasında sizi taciz eden meşhur eşek arılarının sergilediği türden bir davranış sergilemeleri için kışkırtmaya karar verdik, Siz de yaşamışsınızdır, ne kadar şiddetli bir şekilde elinizi sallayarak uzaklaştırmaya çalışsanız da hamburgerinize geri konarlar, ve her seferinde daha da kızgınlaşırlar. | TED | لذا قررنا أن نرى ماإذا كان ممكنا إثارة الذباب ليُظهر نوعا من السلوك الذي يمكننا ملاحظته مثل ذلك السلوك الذي تلاحظه من الدبور حول طاولة النزهه ذلك الذي يستمر في العودة للنيل من البرجر خاصتك وكلما حاولت أن تبعده يبدو أنه يستمر في العودة بشكل مزعج ويبدوا أكثر إصرارا |
Ödeştiğimize karar verdik. | Open Subtitles | لذا قررنا أن نعتّبر أنفسنا متعادلين |
Elinde pasta tutarak yürümek zor olduğu için "pasta yürüyüşü"nün, yapılması zor bir iş olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | من الصعب أن تمشي في الأرجاء بينما تحملين رزمة من الكيك لذا قررنا أن "التمشي بالكيك" شئ من الصعب القيام به |
...biz de Avrupa'da bir lokanta açmaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا قررنا أن نفتح مطعماً في أوروبا. |
Sonunda cesedi Türkiye'ye kaçırmaya karar verdik. | Open Subtitles | "لذا قررنا أن نهرب الجثة إلى "تركيا |
Ve bizde kedi şeklinde bir böcek kullanmaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا قررنا, أن نستخدم النظام |
Biz de bir değişiklik yapmaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا قررنا أن نغير الأمر. |