"لذا لن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bu yüzden
        
    • o yüzden
        
    • Böylece
        
    • - Yani
        
    • Yani artık
        
    • olmayacak
        
    Firar ihtimalin yok, Bu yüzden mahkemeden önce bir tutukluluk hali olmayacak. Open Subtitles أنت لست مخاطر بالرحيل, لذا لن يكون هناك أى حجز قبل المحكامة
    Biliyorum hepiniz bu filmi görmek için hazırsınız, Bu yüzden lafı uzatmayacağım. Open Subtitles أعلم أنكم جميعاً متلهفون لمشاهدة الفيلم لذا لن أقوم بالقاء خطبة مطولة
    Bu yüzden, henüz desteklerini bize geri vermiyorlar, ama Ruby'i de desteklemiyorlar. Open Subtitles لذا , لن يمنحونا تأيدهم بعد لكن لن يمنحوا التأيد لروبي ايضا
    Bugün biraz meşgulüm, o yüzden bunu verecek fırsatım olmayacak. Open Subtitles انا منشغل اليوم لذا لن تتسنى لى الفرصة لاعطائه اياها
    Bugün biraz meşgulüm, o yüzden bunu verecek fırsatım olmayacak. Open Subtitles انا منشغل اليوم لذا لن تتسنى لى الفرصة لاعطائه اياها
    Böylece gelen pizzaları nasıl paylaştıracağınızı ya da tuvalete girip çıkan insanları düşünmezsiniz. Open Subtitles لذا لن يقلقك أي شيء توصيل البيتزا أو أناس يريدون الذهاب إلى الحمّام
    Programı değiştirdiler. Bu yüzden artık geceleri çalışmak zorunda değilim. Open Subtitles لقد غيروا جدول عملي لذا لن أعمل في الليل مجددا
    Bu yüzden onları billboardlarda asla göremezsiniz. TED لذا لن ترونها على لوحة الاعلام \ الاعلان
    Birincisi. Hiçbir şey yapma, bu iş bozuk değil, Bu yüzden tamirime gerek yok. TED رقم واحد: لا تفعل شئ. هذا الشئ لن يتوقف، لذا لن أقوم بإصلاحه.
    Dinazor seksi kadar heyecanlı değil, Bu yüzden bu konuda derinleşmeyeceğim. TED إنه ليس آخاذ مثل الجنس لدى الديناصور، لذا لن نخوض أكثر في هذا الموضوع.
    Bu yüzden o nalla olan işimi çabuk tutardım. Open Subtitles لذا لن أضيع الكثير من الوقت لحدو ذلك الحصان لو كنت مكانك
    Ben yüzme bilmiyorum, Bu yüzden yapamam. Open Subtitles أنا بالطبع لا يمكنني السباحة لذا لن أواجه هذا أبداً
    Bu hafta sonu abim geliyor o yüzden fazla zamanım olmayacak. Open Subtitles أخي قادم للمنزل هذا الأسبوع لذا لن يكون لدي الوقت حينها
    Arka kısmı daha dominant o yüzden arteri bulmak için ayak tabanından girmeyeceğim. Open Subtitles إنه قريب من الظهر، لذا لن أقوم بعمل شق أخمصي للعثور على الشريان.
    Anlaşılan pazarlık etmeyi biliyorsun o yüzden seninle kapışmayı denemeyeceğim. Open Subtitles من الواضح انك تعرفين كيف تساومين لذا لن اخدعك
    o yüzden seni hiçbir yere götüremem. Open Subtitles بتلك اللحظة , لذا لن أستطيع أخذك لأي مكان
    Radyo ve televizyon yok. o yüzden, şarkını duymak zorunda kalmayız. Open Subtitles لا يوجد راديو أو تلفاز لذا لن نسمع أغنيتك
    Ölüm bölgesinin alarmını keseceğim Böylece korumalar orada olduğunu anlamayacak. Open Subtitles من نظام الإنذار الرئيسي لذا لن يعلم الحراس أنكِ موجودة
    Bu kesinlikle bir parçası olmak için öleceğin havalı bir olay. Kapattıktan sonra olacak, ...Böylece işi de etkilemeyecek. Open Subtitles هذا بالضبط ما تريده وتتمنى أن تكون جزءاً منه سوف تبدأ بعدما نغلق لذا لن تؤثر على محصول اليوم
    - Tamam. - Yani şu an bir suçlama yok. Open Subtitles حسنا لذا لن يوجهووا اليك اتهامات في الوقت الحالي
    Yani artık onu veya başka birşeyi kendi kıçını kurtarmak için kullanamayacaksın. Open Subtitles لذا لن يمكنك الهيمنة عليها أو على اي شيء آخر من أجل حماية جلدك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more