"لذلك بدلا من" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerine
        
    Yani, geçmişe bakmak ve annene lanet etmek yerine gelecekte neler yapabileceğimize odaklanmaya ne dersin? Open Subtitles لذلك بدلا من التفكير في الماضي وإتهام والدتك ماذا عن الاهتمام بما سنفعله الان ؟
    Bunun yerine sigaraları taneyle alıyorsun her birinin sonuncu olacağından eminsin. Open Subtitles لذلك بدلا من هذا تشتري السجائر الالكترونية فرديا
    Beklenmedik anlarda Batı'dan kısa süreli uzmanlar almak yerine Afrika'da kalıcı bir varlık inşa ediyoruz. Afrikalı ve uluslararası araştırmacılar arasında lojistik, konut ve ortak projelerin geliştirilmesi için tek noktadan bir hizmet noktası. TED لذلك بدلا من جلب خبراء من الغرب لإقامات وجيزة، فنحن بصدد بناء وجود دائم في أفريقيا، متجر متعدد الوظائف للخدمات اللوجستية والإسكان وتطوير المشاريع التعاونية بين الأفارقة والباحثين الدوليين.
    Bu küstahlığın için seni öldürmeliyim ama çok susadım ve bunun yerine susuzluğumu gidereceğim. Open Subtitles يجب أَن أَقتلك لوقاحتك , لكني أَنا عطشان جداً... لذلك بدلا من ذلك سأَروي عطشي
    Cesaret veya kendine hâkim olma gibi meziyetleri gösterme yolu yerine, harici bir gücün içsel kuvvetini göstermek için II. Julius'un harika heykel koleksiyonundan esinlenmişti. TED و لذلك بدلا من إظهار الفضيلة على هيئة الثبات أو السيادة الذاتية، فقد استعان بمنحوتات (يوليويس الثاني) الرائعة لكي يظهر القوة الداخلية كمصدر للطاقة الخارجية.
    Bu nedenle Çin'deki herkesi hemen pazar modeline dönmeye zorlamak yerine, bir anlamda Britanya'nın yaptığını yapabilecek bazı özel bölgeler oluşturarak devam ettiler. Yani orayı tercih etmek isteyen insanlara mevcut pazar kuralları ile çalışma olanağı sağlamak gibi. TED لذلك بدلا من اجبار كل شخص في الصين على التحول فورا إلى نموذج السوق ، شرعوا بخلق بعض المناطق الخاصة ، ويمكن أن تفعل ، إلى حد ما ، ما فعلت بريطانيا ، جعل فرصة الذهاب و العمل وفق قواعد السوق متاحة للناس الذين يريدون الاشتراك في ذلك هناك.
    Hangi suçların nerede işlendiği bilgisine sadece polisin sahip olması ve polisi kontrol etmesi için devlette insan çalıştırmak yerine, birdenbire, bu halk gücü için elimizde büyük bir fırsat var, bizler vatandaş olarak hangi suçların nerede, ne zaman ve kim tarafından işlendiğini görebilir ve polisi kontrol edebiliriz. TED لذلك بدلا من أن يكون هناك موقف تكون المعلومات لدى الشرطة فقط عن أي من الجرائم التي تم ارتكابها وفي أي مكان علينا أن نوظف أشخاص في الحكومة في محاولة لجعل الشرطة مسؤولة فجأة لدينا هذه الفرصة الواسعة لسلطة الشعب حيث نستطيع ، نحن المواطنين ، ونرى ما هي الجرائم التي يجري ارتكابها ، أين ومتى وعلى يد من ويمكننا أن نحمل الشرطة المسؤولية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more