Bir milyon kazanmak için hile yapmak yanlış mı? Hayır efendim. | Open Subtitles | هل من الخطأ إن قمت أنا بالخداع لربح رهان بمليون دولار؟ |
İlk gün kazanmak zorunda değiliz. - Bu da diğer yarışlar gibi. | Open Subtitles | لستم بحاجة لربح الميدالية الذهبية اليوم سيكون الأمر كما هو في أي سباق |
Turnuva kazanmak için beraber çalıştınız. | Open Subtitles | لقد عملتم سويا وكنتم الفائزون بالبطولة اليوم لربح لعبة كرة. |
Baban hem gevşeyip hem para kazanmanın yolunu bulmuştu, lütfen gider misin? | Open Subtitles | لقد وجد والدك الطريقة لربح الأموال أثناء استجمامه، هيا اذهبي. |
İnsanlar bu işten para kazanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | العديد من الناس يعملون في هذا المجال لربح بعض النقود |
Tek isteğim piyano yarışmasını kazanacak iyilikte bir öğrenci. | Open Subtitles | كل ما أريده هو تلميذ واحد جيد بما فيه الكفاية لربح مسابقة البيانو |
Kazandıracak kaynaklar ve finansmanımızdan emin olana kadar işgâl edilmememiz gerek. | Open Subtitles | لايجدر بنا الثوران قبل ان نتأكد من أن لدينا المصارد والأموال لربح المعركة |
Hazırlık yapın altın madalya için. | Open Subtitles | ! استعدي لربح الذهب |
İki hücuma ihtiyaçları var ve maçı kazanmak için bu iki hücumda da sayı bulmamalılar. | Open Subtitles | يحناجون حيازة الكرة مرتين و أن يسجلو هاتين الحيازتين لربح كرة المباراة |
Kraliyetin kalbini ve aklını kazanmak için vahşi bir darbeden daha iyisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء يضاهي الإنقلاب الحكومي لربح قلوب و عقول مملكة |
- Kabul edeceğim ve güvenini kazanmak için böyle yaptığımı söyleyeceğim. | Open Subtitles | -سأعترف لها بذلك و أقول لها أنّها الطريقة الوحيدة لربح ثقتها |
Şimdi, bilgisayarı kazanmak için, bir daha fiyat söylemen gerekiyor ve ben sana aşağı veya yukarı gitmen gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | الآن، لربح الحاسب المحمول يجب أن تقدم السعر مرة أخرى ومرة أخرى سأقول مرتفع أو منخفض |
bir pazarlığı kazanmak için, vazgeçmeye hazır olduğunuzu göstermelisiniz. | Open Subtitles | لربح أية مفاوضات، عليك أن تظهر بأنك راغب بالإنصراف |
Baban hakkındaki he şeyi okudum, ve inşaat ihalesini kazanmak için yaptığı her şeyi: şantaj, rüşvet, tehdit... | Open Subtitles | و قرأتُ كل ما ذكر فيه عن والدك و كل ما فعله لربح مناقصات البناء |
Bazen çok şey kazanmak için çok şey riske etmen gerek. | Open Subtitles | أحيانا أنت يجب أن تخاطر بالكثير لربح الكثير |
Para kazanmanın tek yolu o değil. | Open Subtitles | انها ليست الطريقة الوحيدة الأفضل لربح المال |
İşte bu, dostlarım, her kızın kalbini kazanmanın anahtarı. - İyiymiş. - Hatırladığımdan da iyi. | Open Subtitles | ذلك يا أصدقائي المفتاح لربح قلب أي فتاة هل تمزح معي ؟ |
Bu oyunu kazanmanın tek bir yolu var: | Open Subtitles | هناك طريقة وحيدة لربح هذه اللعبة |
Ben hayatımı tehlikeye atıp yarışmayı kazanmaya çalışırken | Open Subtitles | بينما كنت اخاطر بحياتي في محاولة لربح مهرجان أم الفتاة |
Yarışmayı kazanacak hal mi kaldı bende? Bir baksana bana. | Open Subtitles | --ليس الأمر وكأنني حظيت بفرصة لربح هذا الشيء انظر إلي |
Asil, zarif ve her şeyden öte kupa Kazandıracak bir performanstı. | Open Subtitles | إنه مؤدب، محترم وفوق ذلك كله، أداء لربح الجائزة |
Altın madalya için hazırlıklara başlayın! | Open Subtitles | استعدي لربح الذهب! |
Kukui'nin maçı kazanarak on yıl sonra eyalet şampiyonasına gitme şansı var. | Open Subtitles | لربح المباراة و التوجه إلى بطولة الولاية للمرة الأولى منذ عشر سنوات |