Görüyorum, çünkü, dediğim gibi toparlanmakla ve Yolculuğun için hazırlanmakla meşgul olacaksın. | Open Subtitles | أرى، لأنه، قلت من قبل هل سيكون مشغولا التعبئة والتحضير لرحلتك. |
Ve yarınki Yolculuğun için öğlen yemeği de hazırladım. | Open Subtitles | ولقد سمحت لنفسي بتجهيز غداء لرحلتك في الغد |
gezin için markete abur cubur almaya gidiyorum! Hani o sevdiğin küçük kutulu meyveli gevrekten de alayım mı? | Open Subtitles | أنا ذاهبة للسوبرماركت لشراء وجبات خفيفة لرحلتك |
Az önce kendine gezin için bir rehber tuttun. | Open Subtitles | لقد أجرت لنفسك مرشد محلي لرحلتك |
Seyahatinin..." | Open Subtitles | فأرجو لرحلتك... |
seyahatin için neden alışveriş yapalım ki? | Open Subtitles | لماذا نحتاج ان نتسوق لرحلتك ؟ |
Allison, seyahatin için en sevdiğin kurabiyelerden yaptı. | Open Subtitles | آليسون) أعدّت لك بسكويتك) المفضل لرحلتك |
Dostum, Amerika'ya dönüş Yolculuğun için hatıra olarak saklarsın. | Open Subtitles | يا صديقي لرحلتك إلى أمريكا خذ هذه الهدية التذكارية |
Bunlar Yolculuğun için giyecek. | Open Subtitles | هذه بعض الملابس لرحلتك. |
Tezgahın üzerinde. Yolculuğun için. | Open Subtitles | على الطاولة لرحلتك |
Yolculuğun için biraz yiyecek var burada. | Open Subtitles | إليك بعض الطعام لرحلتك |
Yolculuğun için. | Open Subtitles | هذا لرحلتك |
"Harry, yaklaşmakta olan Moskova gezin için kitabın yararlı olacağını düşündüm, Melville." | Open Subtitles | هاري), أعتقد أنّ هذا سيفيدك) " لرحلتك القادمة إلى "موسكو, (ميلفيل) |
Allison, seyahatin için en sevdiğin kurabiyelerden yaptı. | Open Subtitles | آليسون) أعدّت لك بسكويتك) المفضل لرحلتك |