"لرغبتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • istememin
        
    • istediğim için
        
    • üstün sağduyuma
        
    Onunla bugün vakit geçirmek istememin asıI sebebi buydu. Open Subtitles هذا هو السببب الحقيقي لرغبتي في قضاء بعض الوقت معه اليوم
    Ama oraya gitmek istememin diğer sebebi bu davadaki her şüphelinin orada olacak olması. Open Subtitles لكن السبب الآخر لرغبتي بالذهاب إلى هناك هو لأن كل مشتبه في القضية سيكون هناك
    Tatlım, senle evlenmek istememin nedeni bunun senin için önemli olduğunu biliyor olmam. Open Subtitles حبيبي ، السبب لرغبتي في الزواج منك هو لأنني أعرف أن هذا مهم لك.
    Oğlumla övünmek istediğim için bana kızamazsın, hatta senin bunu yapmıyor olman bile tuhaf. Open Subtitles لا يمكنكِ البقاءُ غاضبةً منّي لرغبتي بالتفاخر بابننا و بصراحة الأمرُ غريبٌ أنّك لا ترغبين بذلك
    O yüzden son senemde biraz eğlenmek istediğim için kusura bakma. Open Subtitles لذا اعذرني لرغبتي في ان احضى قليلاً من المرح في سنتي الأخيرة
    Bu durum benim üstün sağduyuma ters düşmekte. Open Subtitles هذا منافي لرغبتي
    Ama üye alımında bana yardım etmeni istememin asıl sebebi iyi bir insanla kötü bir insan arasındaki farkı ayırt edebilmen. Open Subtitles لكن السبب الرئيسي لرغبتي في جعلك تساعدني للجلب هو لكونك تعي الفرق بين امرئ صالح وآخر طالح.
    İlk başta avukat olmak istememin bütün sebebi buraya her gün gelen insanlar gibi insanlara yardım etmekti. Open Subtitles إنظروا ، السببُ الرئيسي لرغبتي بأن أكونَ مُحاميًّا بالمقامِ الأول كان لكيّ يُمكنني بأن أساعد النوعَ من الناس
    Rupert seninle yalnız kalmak istememin tek sebebi seni tamamen unuttuğuma emin olmaktı. Open Subtitles "روبرت" السبب الوحيد لرغبتي بالإنفراد بك حتى أكون متيقنة تماماً أنني لا أكن لك أي مشاعر
    Ciddileşecek olursak Marsa'a gitmeyi istememin en büyük sebebi bir bilim insanı olarak insanoğlunun bilgi sınırlarını zorlamanın sorumluluğum olduğuna inanmamdır. Open Subtitles لكن على الجانب الجدي أكثر الأسباب أهمية لرغبتي بالذهاب إلى المريخ، لأنني كعالم، أؤمن أنه من واجبي أن أدفع حدود المعرفة الإنسانية للأمام
    - Bu işi istememin nedenleri var. Open Subtitles -لديّ أسبابي لرغبتي بهذا العمل
    Niklaus'un acı çekmesini istememin bazı kişisel sebepleri var ancak evet, sana yardım etmekten mutluluk duyarım. Open Subtitles لديّ أسباب خاصّة لرغبتي في إنزال العذاب بـ (نيكلاوس). لكن أجل، لا أتوق لشيء أكثر من أن أساعدك.
    Kabul etmeliyim ki yakın arkadaşımın çocuklarıyla hasret gidermek sizi görmek istememin tek sebebi değildi. Open Subtitles أقرّ بأن تواصلي مع ابن وابنة إحدى أعزّ صديقاتي -ليس السبب الوحيد لرغبتي في لقائكما .
    Tatlılığın... her baktığında sana dokunmak istediğim için.... Open Subtitles لرقتك... لنظراتك... لرغبتي دائما أن ألمسك...
    Hayır. Arkadaşın olmak istediğim için mi? Hayır. Open Subtitles لا, هل أتيتُ لرغبتي بأن أكون صديقتك؟
    Birazcık akıl istediğim için? Open Subtitles لرغبتي في بلوغ قدر ضئيل من راحة البال؟
    Yine, üstün sağduyuma ters düşse de kızı Flores onun korumasında, yanında yer alacak. Open Subtitles إبنته (فلوريس) ستبقى تحت حمايته هذا أيضاً منافي لرغبتي
    Bu durum benim üstün sağduyuma ters düşmekte. Open Subtitles هذا منافي لرغبتي
    Yine, üstün sağduyuma ters düşse de kızı Flores onun korumasında, yanında yer alacak. Open Subtitles إبنته (فلوريس) ستبقى تحت حمايته هذا أيضاً منافي لرغبتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more