Fakat Kia'nın ayakkabısına kum koymakla onu köprüden atmak çok farklı şeyler. | Open Subtitles | هو قفزة هائلة للذهاب من ارتفاعه الأحذية كيا لرمي لها قبالة جسر. |
Beni deli de ama kendini aslanların önüne atmak biraz kibirli bir hareketti. | Open Subtitles | أقصد، وصل بك الجنون، لرمي نفسك طعاما للأسود هو يبدو لى فخر قليلا. |
sandalyeleri etrafa atmaya devam mı yoksa bunun için bir şeyler yapacak mısın? | Open Subtitles | حتى انت ذاهب لرمي الكراسي في أو هل يتوهم به شيئا حيال ذلك؟ |
Acaba Amerikalılar, teröristlerin varlığı yüzünden anayasayı bir kenara, çöpe atmaya hazırlar mı? | TED | هل الامريكان مستعدين لرمي الدستور بعيدا و القائه في القمامة فقط لان هنالك ارهابيين |
- Köpek sahipleri tenis toplarını fırlatmak için kullanırlar bu sayede köpekler onu kovalayabilir. | Open Subtitles | يستعملها أصحاب الكلاب لرمي كرات التنس كي تطاردها كلابهم |
Şimdi zarları atma sırası bende. Benim için öpmek ister misin? | Open Subtitles | الآن ، حان دوري لرمي النرد أتريدين أن تقبليهم من أجلي؟ |
Birisini mankene giydirdiyse, Çatıdan mankeni atması için birini tuttuysa. | Open Subtitles | وألبس أحدهما لدمية، وإستأجر شخصاً لرمي الدمية من على السطح. |
Bir erkekle birlikte olmak için önemli yaşam deneyimlerini fırlatmaya hazır biri mi? | Open Subtitles | شخص ما مستعد لرمي حياته الهامة من أجل البقاء مع فتى؟ |
Ama bu, makineye rozbifli sandviç atmanı gerektirmez ki! | Open Subtitles | ذلك ليس سببا لرمي شطيرة لحم البقر المشوي على الآلة! |
Eğer cesedi atmak için çöle gidiyorsan, neden yoldan görünmeyeceğin bir yere gitmiyorsun? | Open Subtitles | ان كان بإمكانك أن تذهب للصحراء لرمي جثة لم لا تذهبي لمكان أبعد بحيث لا يمكن أن تتم مشاهدتك من الطريق. |
O gösterişçi haspayı parmaklıklar arkasına atmak için tek şansımızdı ve sen geri teptin. | Open Subtitles | كانت فرصتنا الوحيدة لرمي تلك الفتاة الكندية خلف القضبان، لكنك أفسدتها |
Whitman Price'ı öldürecek kadar sert bir yumruk atmak için. | Open Subtitles | لرمي لكمة من الصعب بما يكفي لقتل ويتمان الأسعار. |
Tam öngördüğün gibi oldu, cesetleri atmak için yeni bir yer buldu. | Open Subtitles | وكان ما توقعت تماما وجد مكانا جديدا لرمي الجثث |
Yarın sabah saat altı buçukta onların üzerine ağ atmaya hazırım. | Open Subtitles | في السادسة والنصف صباحاً سأكون جاهزاً لرمي شبكة عليها. |
Bilmiyorum. Sanırım arkada kutu atmaya falan gitti. | Open Subtitles | لا أعرف أعتقد أنه ذهب للخلف لرمي بعض الصناديق |
Hey arkadaşım, bütün eski peruklarını atmaya gidiyoruz biz. | Open Subtitles | يا صاح، سنذهب لرمي كلّ باروكاتك القديمة. |
Doğru, jonglörlük topunu fırlatmak için fazla uzak. | Open Subtitles | نعم، هي بعيدة جداً لرمي كرة الألعاب لكن، |
Onu çatıdan su dolu balonlar fırlatmak için kullanıyorduk. | Open Subtitles | استعملناها لرمي كرات الماء من السطح |
Bunu hep söylüyorum ama Min Hyeon Jae,kendini fırlatmak için acele ediyorsun. | Open Subtitles | أقول هذا في كل وقت لكن ... هيون جاي انت تميل إلى الاندفاع لرمي نفسك |
Mike Winchell... topu Boobie Miles'a atma konusunda doğal bir yeteneğin var. | Open Subtitles | مايك وينشل، لديك موهبة طبيعية .. لرمي الكرة لبوبي مايلز |
O zaman fırlattığımda, onlar bunu yakalayacak, ve onların geri atma şansı olmadan patlayacak. | Open Subtitles | لذلك عندما رميها. وسوف قبض عليه. وسوف تنفجر قبل أن فرصة لرمي مرة أخرى. |
Gece, fırınıma bir şey atması gerektiğini söyledi. - Ne olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | قال أنّه يحتاج لرمي شيء في فرني في الليل، ولم يذكر ما كان |
Balta fırlatmaya gitmek istemiyor musun? | Open Subtitles | إذاً لا تريدين الذهاب لرمي الفاأس ؟ |
Sana aparkat atmanı söylemiştim, sen gidip kroşe attın. | Open Subtitles | قلت لك لرمي كمة، وكنت ألقى هوك. |