Sana inanmasının iyi bir sebebi vardı. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}.وثقت بك لسببٍ وجيه |
Kaçmasının bir sebebi vardı. | Open Subtitles | إنّه آبق أفّاق لسببٍ وجيه. |
Ama bizi buraya bir sebepten ötürü getirdi. | Open Subtitles | -لا أعرف . ولكنّه أحضرنا إلى هنا لسببٍ وجيه. |
Sistem bir sebepten ötürü kapandı. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.تمّ تعطيل النّظام لسببٍ وجيه |
Fakat meydan okuyanlar iyi bir sebep için geri dönmediler. | Open Subtitles | ولكن المتمردين لا يربحون أبداً لسببٍ وجيه |
Meğerse suskunluklarının iyi bir sebebi varmış. | Open Subtitles | إتضح أنّ صمتهما كان لسببٍ وجيه. |
Onu o binaya kadar takip etmenin bir sebebi vardı Chris. Bir şeylerin peşinde olduğunu düşünüyordun belli ki. | Open Subtitles | لكنك اتّعبته لذاك المبنى لسببٍ وجيه يا (كريس)، إنك حتمًا تظنه يدبّر أمرًا. |
Onu o binaya kadar takip etmenin bir sebebi vardı Chris. Bir şeylerin peşinde olduğunu düşünüyordun belli ki. | Open Subtitles | لكنك اتّعبته لذاك المبنى لسببٍ وجيه يا (كريس)، إنك حتمًا تظنه يدبّر أمرًا. |
bir sebepten ötürü. | Open Subtitles | لسببٍ وجيه |
Tanrı'nın bu çocuğu size bir sebep ile bakımınız altına bıraktığına inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه وضع هذا الرضيع تحت رعايتك لسببٍ وجيه |
Seninle bir sebep için evlendiğimi biliyordum tabi paran haricinde. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعرف أنني تزوجتك لسببٍ وجيه... بالإضافة إلى مالك... . |