İnsan içine çıkmayı sevmediğini biliyorum ama iyi bir amaç için. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تحب الظهور أمام الناس لكن هذا لسبب جيد... |
İyi bir amaç için smokin giyip yemek yemeye hep zamanım vardır. | Open Subtitles | أتمنى لو أن لدي الوقت لكي أضع السم لكي نأكل طعاماً مجانياً لسبب جيد |
Kötü göründüğünü biliyorum ama yaptığımız şeyi, iyi bir sebep için yaptık. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو سيّئاً، لكن فعلنا هذا لسبب جيد. |
Evet ama bunu iyi bir amaçla yaptım. | Open Subtitles | نعم، لقد فعلت هذا لسبب جيد |
Diyorum size, eğer bir şey sana doğru koşuyorsa, iyi bir sebebi yoktur. | Open Subtitles | أنا أخبركِ عندما يأتي شيء ناحيتك، فليس لسبب جيد أبدا |
Evet, ama iyi bir nedeni var. Paradan anlamadığınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | نعم، ولكن لسبب جيد تعلمان بأنكما تسيئان إستخدام المال |
İyi bir nedenden dolayı yorgun ve üzgün küçük bir kız görüyorum. | Open Subtitles | أرى فتاة صغيرة متعبة ومنزعجة لسبب جيد |
Buraya bu akşam iyi bir amaç için geldik. | Open Subtitles | لقد اتينا هنا الليلة لسبب جيد. |
İnsanların iyi bir amaç için ter dökmelerini seviyorum. | Open Subtitles | الناس تحب أن تتعب نفسها لسبب جيد |
İyi bir amaç uğruna yapıyoruz. | Open Subtitles | اظن انها لسبب جيد |
Daha iyi bir amaç gerekliliğine katılabilirim. | Open Subtitles | اوافق اني ربما احتاج لسبب جيد |
- Hepsi iyi bir amaç için. | Open Subtitles | كل ذلك لسبب جيد |
Ama eğer sırf siz ikinizi korumak amacıyla Federal ajanlara yalan atacaksam, bana iyi bir sebep verseniz iyi edersiniz. | Open Subtitles | مازلتُ أكتشف الأمر ولكن إن كنتُ سأواصل الكذب على عملاء الحكومة لأجل حمايتكما، سأحتاج لسبب جيد |
Bu etkinlik iyi bir sebep için para toplamak içindi, fakat senin küçük beleşçin gücü yetmeyecek şeylere teklifte bulunarak bununla dalga geçti. | Open Subtitles | التبرع فى ذلك الحفل الخيرى لسبب جيد ولا أريد من صديقتك المستغله أن تسخر من الحفل |
Onun iyi bir amaçla yapıldığını unutuyorsun. | Open Subtitles | لقد نسيت ، هذا كان لسبب جيد |
Ajan Gibbs, umarım onayladığım bu pusu soruşturmasının iyi bir sebebi vardır. | Open Subtitles | عميل جيبز لقد وقعت على استكشافك للكمين لسبب جيد |
Eğer öyleyse iyi bir sebebi vardır. | Open Subtitles | إذا كانت كذلك، فلابد ان هذا لسبب جيد |
Çok iyi bir nedeni var. | Open Subtitles | لسبب جيد جداً |
Kore'ye iyi bir nedenden dolayı geldiğim zaman. | Open Subtitles | عندما اعود لكوريا لسبب جيد. |
Belki de bizi iyi bir nedenden dolayı takip ediyordur. | Open Subtitles | ربما هو يتتبعنا لسبب جيد |